Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/11623 Esas 2015/5346 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/11623
Karar No: 2015/5346
Karar Tarihi: 12.10.2015

Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/11623 Esas 2015/5346 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2015/11623 E.  ,  2015/5346 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 7 - 2013/13826
    MAHKEMESİ : Kocaeli 3. Asliye Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 17/10/2012
    NUMARASI : 2011/519 (E) ve 2012/659 (K)
    SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Katılan vekilinin temyizinin sadece mahkumiyet hükmüne yönelik olduğu kabul edilmiştir.
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1- 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK’nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanunun 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir." denilmektedir.
    Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeden mahkemece "sanığın müdahil tarafın zararını karşılamadığı" gerekçesiyle sanık hakkında CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    2-Sanık müdafinin 17.10.2012 tarihli celsede lehe hükümlerin uygulanmasını talep etmesine göre, sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK"nın 50. maddesinde düzenlenen seçenek yaptırımlara çevrilip çevrilmeyeceği hususunun tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanık müdafinin ve katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara