Esas No: 2021/5368
Karar No: 2022/17948
Karar Tarihi: 01.11.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/5368 Esas 2022/17948 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2021/5368 E. , 2022/17948 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma ve mühür bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 08.03.2016 gün, 2015/1121-2016/111 sayılı kararı da dikkate alınarak, mühürleme işleminin, Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş'nin özelleştirme sürecinin tamamlandığı 2010 yılından sonra yapılması nedeniyle, mühür bozma suçunun unsurları oluşmayacağından, sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- 06/05/2015 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı ile suça konu adreste kaçak elektrik kullanıldığının tespit edilmesi ve 18/09/2015 günü yapılan araştırmada; bahsi geçen evin sanık tarafından 2 yıl evvel satın alındığının ve yaklaşık 1 ay önce ikametin boşaltıldığının belirlenmesi nedeniyle sanığın üzerine atılı karşılıksız yararlanma suçunu işlediğinin iddia ve kabul edildiği somut olayda; sanığın aşamalarda ailevi problemleri nedeniyle hakkında uzaklaştırma kararları verildiğini, bahsi geçen adreste yaşamadığını, eşinin de evden hatırlamadığı tarihte ayrıldığını belirterek üzerine atılı suçlamayı kabul etmemesi ve duruşmada dinlenen tutanak tanıklarının evde kimin oturduğuna dair bilgi ve görgülerinin bulunmaması karşısında; öncelikle sanığın savunmasının doğruluğunu tespite yönelik beyanında adı geçen eşinin tanık sıfatı ile dinlenerek, kolluk marifeti ile gerekmesi halinde ev sahibi, yöneticiden de söz konusu tutanağın tutulduğu tarihte evde kimin oturduğu sorulup tespit edilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma sonucu ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Kabule göre de;
a) 6352 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 05/07/2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK'nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun cezasız ve vergili gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun cezasız ve vergili gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK'nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği, somut olayda da bu açıklamalar ışığında sanığa soruşturma aşamasında ödeme ihtarı yapılmadığı, bilirkişi raporu alınmadığı ve bilirkişi raporuyla tespit edilecek olan vergili cezasız zarar miktarını ödemesi halinde davanın düşmesine karar verileceği ihtarında bulunulmadığının anlaşılması karşısında, belirtilen şekilde işlem yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
b) UYAP üzerinden yapılan incelemede; tekerrüre esas alınan Terme(Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 20/12/2013 tarihli ve 2012/471 E., 2013/593 K. sayılı kararının infazının durdurularak dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay'a gönderildiği ve Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 03/07/2019 tarihli ve 2015/10648 E., 2019/12408 K. sayılı ilamı ile bozulduğunun anlaşılması karşısında; bahsi geçen ilamın suç tarihi itibariyle kesinleşmemesi sebebiyle tekerrüre esas alınamayacağı; adli sicil kaydında tekerrüre esas nitelikte başka bir kararın da bulunmadığı belirlenmekle sanık hakkında TCK'nın 58. maddesinin uygulanamayacağının nazara alınmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 01/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.