12. Ceza Dairesi 2019/11561 E. , 2021/5295 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK"nın 89/4, 62/1, 50/4. maddesi uyarınca 50/1-a, 52/1-2-4, 50/6, 53/6. maddeleri gereği mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
İncelenen dosyada; sanığa yokluğunda verilen kararının tebliği için, sanığın 18/09/2015 tarihli talimat duruşmada savunması alınırken bildirdiği Kocaeli Gölcük"teki adresi esas alınarak bila tebliğ iade edilen tebligat bulunmadığı halde, anılan adres esas alınıp, doğrudan “Mernis Adresi” ibaresi ile çıkarılan ve merci tarafından Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümleri kapsamında şerh düşülmeyen tebligatın, 21/03/2016 tarihinde, dağıtıcı tarafından, kendiliğinden, muhatabın adreste bulunmadığı ve Zafer Altay isimli komşusunun sözlü beyanına göre çarşıda olduğu açıklaması ile birlikte Tebligat Kanununun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilmesi usulsüz olduğu gözetildiğinde, 05/04/2016 tarihli sanık temyizin süresinde olduğu kabul edilerek inceleme yapılacağının anlaşılması karşısında, tebliğnamede bu hususta ret kararı verilmesini öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre sanığın sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Sanık idaresindeki otomobille, gündüz vakti, meskun mahal dışı, bölünmüş asfalt kaplama karayolunda seyrederken, aracındaki kaçak sigaralar sebebiyle yapılan ihbar neticesinde kendisini takip eden resmi polis otosundan kaçarken, tali yoldan ana yola çıkacağı esnada kendisine hitap eden ""YOL VER"" levhasına uymayarak, aracının ön kısımlarıyla, gidiş yönüne göre soldan gelmekte olan resmi polis otosunun sağ yan kısımlarına çarpmasıyla, sanığın tam kusuruyla iki kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda;
1-)Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi;
2-)Sanık hakkında hükmedilen hapis cezası uzun süreli olmadığı halde uygulama maddesinin TCK"nın 50/4. maddesi şeklinde gösterilmesi,
3-)TCK"nın 50/6. maddesinde bulunan ""yaptırım"" ibaresinin, 01.03.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 26.02.2008 tarihli ve 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile ""tedbirin"" olarak değiştirilmesi ile, sözü edilen maddenin birinci fıkrasının ""a"" bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK"nın 50/6. maddesinde hükmün kesinleştikten sonra Cumhuriyet Savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin, infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 1 numaralıı maddesinin 4 ve 7 numaralı paragraflarının hükümden çıkarılarak, 4 numaralı paragrafın yerine “Sanığın sosyal ve ekonomik durumu göz önüne alınarak sanığa verilen hapis cezasının 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine, sanığa verilen adli para cezasının TCK"nın 52/3. maddesi gereğince 300 tam gün karşılığı adli para cezası olarak belirlenmesine, TCK"nın 52/2. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve şahsi halleri gözönünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin eklenmesi ile sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.