Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/5739 Esas 2016/1481 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/5739
Karar No: 2016/1481
Karar Tarihi: 18.02.2016

Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/5739 Esas 2016/1481 Karar Sayılı İlamı

21. Ceza Dairesi         2015/5739 E.  ,  2016/1481 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık

I- Sanık ............ hakkında şikayetçi ............. ....."a karşı gerçekleştirdiği resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükme yönelik incelemede;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
II- Sanıklar ............. ........... ve ............ hakkında dolandırıcılık suçundan verilen hükümlere yönelik incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen “nitelikli dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, yüklenen suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olup yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta CMUK"nun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK"nun 223/8. maddeleri uyarınca istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE,
III- Sanık ............... hakkında şikayetçi ................"a karşı gerçekleştirdiği resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükme yönelik incelemede;
Kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanununda öngörülen bütün unsurlarını taşıması gerekli olup, Yargıtay İBK"nun 14.12.1992 tarih ve 1/5 sayılı kararında da açıklandığı üzere suç tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 692/5. maddesi gereğince çeklerde keşide yerinin yazılması, yazılmadığı takdirde keşidecinin adı yanındaki yerde düzenlenmiş sayılacağı ve bu unsurun eksikliği halinde çekin özel belge niteliğinde olacağı cihetle; suça konu çekte, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre bulunması zorunlu unsurlardan olan “keşide yerinin” bulunmaması ayrıca keşide edenin adı yanında da herhangi bir yer yazılmamış olması karşısında, sanığın eyleminin özel belgede sahtecilik suçuna uygun bulunduğu gözetilmeyerek, yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi yasaya aykırı ise de;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükümleri karşısında değişen suç vasfına göre; sanığa yüklenen "özel belgede sahtecilik" suçunun Yasada gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkında anılan suçtan açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
IV- Sanıklar ............... ve ............... hakkında şikayetçi .. ............"e karşı gerçekleştirdikleri resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükümlere yönelik incelemede;
Sanık ............."un, suça konu çekin, kendisinden mal satın alan bir müşteri tarafından kendisine verildiğini savunması, tanık olarak beyanına başvurulan keşideci. ................."in, suça konu çekin, Ziraat Bankası ............Şubesi faaliyette iken aldığı çeklerden olduğunu, bu çekleri 2001 yılından beri kullanmadığını, bu çekin elinden nasıl çıktığını ve sanıkların eline nasıl geçtiğini bilmediğini, suça konu çek üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını beyan etmesi, Ziraat Bankası ............ Şubesi"nin 05.04.2005 tarihli yazısında, ............... Şubesinin, 08.03.2002 tarihi itibariyle kapatılarak şubelerine devredildiğinin belirtilmesi, suça konu çekin bankaya ibrazında karşılığının bulunmadığının tespit edilmiş olması, dosya kapsamında suça konu çekin hırsızlanıp hırsızlanmadığına ya da suça konu çek üzerindeki keşideci imzasının çek hesabı sahibi .............."e ait olup olmadığına yönelik bir incelemenin bulunmaması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenebilmesi bakımından, suça konu çekte keşideci olarak görünen .. ........ ile sanıkların imza ve yazı örnekleri temin edilerek çekin ön yüzünde bulanan keşideci imzası ve yazıların ............."e ve sanıklara ait olup olmadığının tespit edilmesinden sonra, sonucuna göre hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, suça konu çekin sahte olarak düzenlenip düzenlenmediği tespit edilmeden, suça konu çekin çalıntı ve sahte olduğuna dayanılarak eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanıklar müdafıinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.



Hemen Ara