Esas No: 2020/3777
Karar No: 2020/8102
Karar Tarihi: 09.12.2020
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2020/3777 Esas 2020/8102 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali, Terkin (Kıyı Kenar) Birleşen Dava: Elatmanın Önlenmesi, Kal
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 30.06.2020 tarihli ve 2019/640 Esas, 2020/4254 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Taraf vekilleri tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili; asıl ve birleşen dosyada 371 ada 405 parsel sayılı taşınmazın 3.600 m2"lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını, kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağını açıklayarak dava konusu taşınmazın 3600 m2"lik kısmının iptaline, taşınmaz üzerindeki yapıların kal-i ile davalı tarafın müdahalesinin men-ine karar verilmesini talep etmiş, 04.04.2003 tarihli ıslah dilekçesi ile de, bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazın 4266,687 m2"lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı tespit edildiğinden bu kısmın tapu kaydının iptalini istemiştir.
Davalı Belediye vekili; dava konusu yerin kıyı kenar çizgisinin belirlendiği tarihten çok önce 04.10.1976 tarihinde Ereğli Kömürleri İşletmesi Genel Müdürlüğü adına tapuya tescil edilmiş olduğunu, 06.07.1994 tarihinde de davalı tarafından satın alındığını, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalmadığını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile dava konusu 1567 ada 1 nolu parselin fen bilirkişileri ...,...."un düzenlemiş oldukları 27.02.2017 tarihli rapor ve krokisinde C harfi ile koyu mavi renkle gösterilen 844,38 m2’lik, D harfi ve açık mavi renk ile gösterilen 70,05 m2’lik, E harfi ve sarı renkle gösterilen 435,44 m2’lik ve E1 harfi ve pembe renk ile gösterilen 0,07 m2’lik kısımların kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeni ile davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile kamu yararına sunulan kıyı olarak terkinine, birleşen davanın kabulü ile kıyı kenar çizgisi içinde kalan ve iptaline karar verilen alanlar içinde kalan ve 27.02.2017 tarihli krokide işaretlenmiş bulunan C harfi ile işaretlenmiş kısım içinde bulunan 844,38 m2’lik kısımda, D harfi işaretlenmiş kısımda bulunan 70,05 m2’lik kısımda, E harfi ile gösterilen kısımda bulunan 435,44 m2’lik ve E1 harfi ile gösterilen alanda bulunan 0,07 m2’lik alanlardaki tescilsiz binaların elatmasının önlenmesi ile kal"ine karar verilmiş olup, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 30.06.2020 tarihli ve 2019/640 Esas, 2020/4254 Karar sayılı ilâmıyla birleşen davaya ilişkin hükmün onanmasına, asıl davada verilen hükmün bozma ilâmına uyulmasına rağmen, bozma gereklerinin yerine getirilmediği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Bu defa taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuşlardır.
Asıl dava 3621 sayılı Kanun hükümleri uyarınca dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmının tapu kaydının iptali ile bu bölümün tapudan terkini istemine, birleşen dava kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısma elatmanın önlenmesi ve bu kısımda bulunan yapıların kâl’i istemine ilişkindir.
İncelemeye esas karar öncesi verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş ve Dairemizce “..teknik bilirkişi ... tarafından hazırlanan 31.01.2014 tarihli bilirkişi raporuna ekli 1/1000 ölçekli krokide gösterildiği üzere kıyı kenar çizgisinin deniz yönünde kalan ve imar ile 1567 ada 1 parsel olan taşınmazın G ve H harfleri ile gösterilen bölümü dışındaki kısmının iptali ile kamunun yararına sunulan kıyı olarak terkinine karar verilmesi gerekirken....” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyma kararı verilmiş ve tekrar mahallinde keşif yapılarak 27.02.2017 tarihli fen raporu alınarak yargılamaya devam edilmiştir. Mahkeme hem asıl hem birleşen davada hükmünü 27.02.2017 tarihli fen raporuna dayandırarak kurmuştur. Dairemizin, 27.02.2017 tarihli rapora göre oluşturulan elatmanın önlenmesi ve kâl istemine ilişkin birleşen davadaki hükmü onaması ve asıl davada 31.01.2014 tarihli rapor esas alınarak karar verilmesi gerektiği şeklindeki kısmen onama kısmen bozma kararı ile oluşan sonuca göre, Mahkeme hükmünün bir kısmının 27.02.2017 tarihli rapor, bir kısmının da 31.01.2014 tarihli rapor esas alınarak infaz edilmesi gerekecek ve böylece iki farklı rapora göre infaz yapılması söz konusu olacaktır. Bu durumun infazda tereddüt yaratabileceği ayrıca, 31.01.2014 tarihli raporda kıyı kenar çizgisi dışında kalan G ve H harfleri ile gösterilen kısmın miktarı ile 27.02.2017 tarihli raporda kıyı kenar çizgisi dışında gösterilen B, B1, F ile gösterilen kısmın miktarının farklı olduğu ve çelişki içerdiği bu defa yapılan inceleme ile anlaşılmıştır.
O halde Mahkemece yeniden fen bilirkişilerinden 27.02.2017 ve 31.01.2014 tarihli her iki rapordaki çelişki giderilerek dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi dışında kalan kısmının açıkça miktarı belirtilerek ve bu çelişkinin neden kaynaklandığı üzerinde durularak denetime ve infaza elverişli rapor alınması ve tüm bu hususların krokiye bağlanması, devamında bu rapora göre kıyı kenar çizgisi dışında kalan yerler dışındaki kısmın tapu kaydının iptaline ve bu kısmın kıyı olarak terkinine, birleşen dosyada bu bölümde bulunan yapılar yönünden kâl’e ve kullanılan alan yönünden men-i müdahaleye karar verilmesi gerektiğinden Dairemizin önceki kısmen onama kısmen bozmaya ilişkin kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemize ait 30.06.2020 tarihli ve 2019/640 Esas ve 2020/4254 Karar sayılı kısmen onama kısmen bozma ilâmının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.