213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/8657 Esas 2015/5222 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/8657
Karar No: 2015/5222
Karar Tarihi: 07.10.2015

213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/8657 Esas 2015/5222 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve Ceza Dairesi tarafından bozulan karara göre, bir kişi defter ve belge ibraz etmemek suçundan yargılanmıştır. Mahkeme tarafından verilen hükümde, yasanın aradığı objektif ve subjektif şartlar karar yerinde tartışılmadan hüküm verildiği için karar bozulmuştur. Ayrıca, cezanın alt sınırının ve sanığın hak yoksunluğunun yanlış tayini nedeniyle de karar bozulmuştur. Kararda, 213 sayılı VUK'un 359. maddesi, 5271 sayılı CMK'nın 231/6-c maddesi ve TCK'nın 53. maddesi işlenmiştir. 213 sayılı VUK'un 359. maddesi, vergi incelemesi yapılmış olan kişilerin vergi kaçırdıklarına dair şüphelerin oluşması halinde, vergi incelemesi yapan yetkililerin düzeltme amacıyla yapacakları işlemler hakkında düzenlemeler yapmaktadır. 5271 sayılı CMK'nın 231/6-c maddesi ise, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kuralları belirlemektedir. TCK'nın 53. maddesi ise, ceza hükümlerinin infazı ile ilgili olarak hükümleri içermektedir.
19. Ceza Dairesi         2015/8657 E.  ,  2015/5222 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 11 - 2011/80128
    MAHKEMESİ : İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 28/09/2010
    NUMARASI : 2010/33 (E) ve 2010/771 (K)
    SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK"nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmemek suçunda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında yasanın aradığı objektif ve subjektif şartlar karar yerinde tartışılmadan, katılan kurumun zararının giderilmediğinden bahisle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    2- 213 sayılı VUK"nın 359. maddesinin (a) fıkrasındaki cezanın alt sınırının, 08/02/2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanunun 276. maddesi ile "altı ay"" dan, "bir yıl"" hapis cezasına yükseltilmesi, madde metninde 03/07/2009 tarih ve 27277 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/06/2009 tarih ve 5904 sayılı Kanunun 23. maddesiyle yapılan değişiklikle de cezanın alt sınırının "18 ay"a yükseltilmesi karşısında, suç tarihi itibariyle anılan maddede öngörülen hapis cezasının asgari haddinin "18 ay" olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde eksik ceza tayini,
    3- TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, sanık hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesi tarihine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, kazanılmış hakkın saklı tutulmasına 07.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara