Esas No: 2021/5844
Karar No: 2022/18314
Karar Tarihi: 07.11.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/5844 Esas 2022/18314 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2021/5844 E. , 2022/18314 K.Özet:
Sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçu sebebiyle mahkumiyet kararı verilmiştir. Ancak, sanığın suç konusu yerde kaçak elektrik kullanıp kullanmadığı ve karşılıksız yararlanma kasti bulunup bulunmadığı belirli olmadığından bilirkişi raporu istenmiştir. 5237 sayılı TCK'nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre, soruşturma aşamasında katılan kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılarak sanığa ödeme ihtarı yapılması gerektiği ve ödemenin tamamen tazmin edilmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağı belirtilmiştir. Eğer ödeme ihtarı yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında tamamen tazmin edilmişse, sanık hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekmektedir. Bu sebeple, karar bozulmuştur. 6352 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden sonra işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında ise bu durum geçerli değildir ve sanıklar hakkında doğrudan soruşturma açılabilmektedir.
Kanun Maddelerinin Açıklaması:
- 5237 sayılı TCK'nın 163/3. maddesi: Karşılıksız yararlanmanın tespiti halinde, tarafların talebi üzerine veya Cumhuriyet savcıs
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Sanık hakkında, sayacın nötr kablosu kesilmek suretiyle, kaçak elektrik kullandığına dair tutanak düzenlenmesi karşısında, sanığın suça konu yerde kaçak elektrik kullandığı süre tespit edilip, bu süreye göre, sayaçtaki tüketimin kurulu güçle ve eski dönemdeki tüketimlerle uyumlu olup olmadığı, tutanak tarihinden sonra bariz bir artışın olup olmadığı bilirkişi raporuyla belirlenip, sanığın sayaca müdahale edip etmediği ve dolayısıyla karşılıksız yararlanma kastı bulunup bulunmadığı tespit edilmesi, sanığın karşılıksız yararlanma kastı ile hareket ettiğinin tespit edilmesi halinde ise;
6352 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK'nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “Bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararı soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK'nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği nazara alınarak, somut olayda da bu açıklamalar ışığında sanığa soruşturma aşamasında ödeme ihtarı yapılmamış olması nazara alınarak belirtilen şekilde işlem yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, üst Cumhuriyet Savcısının temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 07.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.