Esas No: 2015/3144
Karar No: 2015/4860
Karar Tarihi: 30.09.2015
213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/3144 Esas 2015/4860 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 11 - 2013/56841
MAHKEMESİ : İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/07/2010
NUMARASI : 2010/317 (E) ve 2010/850 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Sanığın kendi mükellefiyetine ait ve saklama zorunluluğu bulunan defter ve belgeleri muhafaza etme görevini ortadan kaldırmayacağı cihetle; sanığın ağabeyi olan E.Ş. dinlenmesi yönündeki tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak olunmamıştır.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Defter ve belgeleri ibraz etmemek suçunun, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili olan kimselere ibraz edilmemesi ile oluşacağı, 213 sayılı Kanun"un 253. maddesi uyarınca defter ve belgelerin ait olduğu yılı takip eden takvim yılından başlamak üzere 5 yıl saklama ve tekrar istendiğinde ibraz edilme zorunluluğunun bulunduğu, bunları saklama sorumluluğunun ise mükellef sanığa ait olduğu, somut olayda da; 2004 takvim yılına ait varlığı matbaa basım formları ile sabit olan defter ve belgelerin dosya içinde bulunan 16.12.2009 gün ve VDENY-2009-2560/76 sayılı yazı ile istenildiği ve bu yazının da yine dosya içinde bulunan ve sayı ile tarihini de belirtir şekildeki yazının alındığını belirten tebligatın sanığın eşine 17.12.2009 tarihinde tebliğ edildiği ve anılan kişinin alındıyı imzaladığı halde, geçerli bir mazeret ileri sürmeksizin defter ve belgeleri yasal süresinde ibraz etmediğinin anlaşılması karşısında; ağabeyinin deposunda bulunan evrakların atıldığı şeklinde savunmanın, 213 sayılı VUK’nın 13. maddesinde belirtilen mücbir sebeplere veya kastı kaldıran diğer nedenlerden birine dayanmaması nedeniyle saklama ve ibraz etme zorunluluğunu ortadan kaldırmayacağı cihetle; tebligatın geçerli olduğu da gözetilerek atılı suçun unsurları itibariyle oluştuğu gözetilmeden mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde hatalı gerekçe ile beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.