Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/2163 Esas 2015/3353 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2163
Karar No: 2015/3353
Karar Tarihi: 30.09.2015

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/2163 Esas 2015/3353 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/338 (E) ve 2011/159 (K) numaralı dosyasında görülen ve sanık Veli A. hakkında verilen kararın, Yargıtay 21. Ceza Dairesi tarafından bozulduğu belirtiliyor. Kararda, sanık Veli A.'nın çeki maddi gerçeğe uygun olmayacak şekilde düzenleyerek sahtecilik suçu işlediği ifade ediliyor. Ancak sanığın savunmasında, çeklerin çek sahibi Y. Ç.'ye boş verildiği ve bu kişinin daha sonra şirkete teslim ettiği iddia ediliyor. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun verdiği kararlarda, belgede sahtecilik suçları için mağdurun rızasının hukuka uygunluk nedeni sayılmayacağı belirtiliyor. Ancak, failde belgede sahtekarlıkta bulunma kastının etkisi de dikkate alınarak, sanığın bu iddiaları doğrultusunda araştırma yapılması isteniyor. Kararda ayrıca, sanığın zincirleme suç hükümlerinin uygulanması için gerekli koşulların oluşmadığını belirtilerek, cezada artırıma gidilmesinin yasaya aykırı olduğu vurgulanıyor. Sanık müdafiinin temyiz itirazları da kabul edilerek, kararın bozulmasına karar veriliyor. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanıyor: TCK'nun 43. maddesi, zincirleme suç hükümleri ve ceza artırımı ile ilgili kuralları içerirken, TCK'nun 53. maddesi 3. fıkrası ise velayet hakkı, vesayet ve kayyımlık hizmetlerinden yoksunluğun infaz süresini belirleyen hükümleri içeriyor.
21. Ceza Dairesi         2015/2163 E.  ,  2015/3353 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 11 - 2011/297812
    MAHKEMESİ : Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 30/03/2011
    NUMARASI : 2010/338 (E) ve 2011/159 (K)
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

    1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı, 19.04.2005 gün ve 221-38 sayılı kararlarında ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere, belgede sahtecilik suçlarında mağdurun rızası hukuka uygunluk nedeni sayılmaz ise de, failde belgede sahtekarlıkta bulunmak kastına etki yapabileceği cihetle, sanık V.. A.."nın savunmasında, çek sahibi beraat eden diğer sanık Y.. Ç.. akrabası olduğunu, aralarındaki akrabalık ve ticari ilişkileri nedeniyle sanığın kendisine 10 adet çeki boş bir şekilde rızasıyla verdiğini, çek sahibi Y.. Ç.. bilgisi dahilinde suça konu çekleri düzenleyip ciro ederek müşteki şirkete teslim ettiğini, diğer yedi adet çeki de bu şekilde düzenlediğini, bu çekleri gününde ödediğini beyan etmesi, beraat eden diğer sanık Y..Ç.. ise, sanık Veli"nin akrabası olması sebebiyle sürekli işyerine gelip gittiğini, çek defterinin kilitli olmayan çekmecede bulunduğunu, sanığın buradan çekleri alarak doldurup kullandığını, bankadan aradıkları zaman durumdan haberdar olduğunu, çeklerin rızası dışında elinden çıktığını ifade etmesi, katılan şirket yetkilisi S.. İ.."ün, suça konu çeklerin karşılıksız çıkması üzerine sanık Yaşar"ın yanına geldiğini, çekleri ödemek için müsaade istediğini, başka çek ve senetler teklif ettiğini, ilk anda imzaların kendisine ait olmadığını söylemediğini, icra takibi başlattıktan sonra imzaların kendisine ait olmadığını ileri sürerek borca itiraz ettiğini belirtmesi, suça konu çeklerin keşide tarihleri (30.11.2007-30.12.2007) ile bankaya ibraz tarihleri (05.12.2007-31.12.2007) dikkate alındığında, çek sahibi Y.. Ç.. ihtiyati haciz kararından sonra 09.01.2008 tarihinde sanık Veli"den şikayetçi olması ve bu süre zarfında kilitli olmayan çekmecede bulunan çek koçanının rızası dışında elinden çıktığını fark edememesinin inandırıcı olmadığının değerlendirilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti ve sanığın suç kastının tayini bakımından, sanığın savunmasında belirttiği suça konu çeklerle aynı koçana ait yedi adet çekin başkalarına verilip verilmediği, verilmiş ise, çek karnesini veren bankadan bu yolla keşide edilen çeklerin ödenip ödenmediğinin sorulması ve toplanan delillerin birlikte değerlendirilip sanığın sahtecilik kastıyla hareket edip etmediği saptanarak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Kabule göre de;
    a)5237 sayılı TCK"nun 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmesi karşısında aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle; dosya kapsamından suça konu çeklerin sanık tarafından borcuna karşılık aynı anda katılan şirkete verildiği, bu itibarla zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının oluşmadığı, ancak belge sayısı ve çeşitliliğinin TCK"nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği gözetilmeden TCK"nun 43. maddesinin tatbiki ile cezada artırıma gidilmesi,
    b)TCK"nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki "velayet hakkından, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun" sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, alt soyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
    Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı şekilde BOZULMASINA, 30.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara