Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/8518 Esas 2015/4555 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/8518
Karar No: 2015/4555

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/8518 Esas 2015/4555 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2015/8518 E.  ,  2015/4555 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : KYB - 2015/178961

    Yoklama kaçağı kalmak suçundan sanık A.. K.."ün, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 63/1-a, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Iğdır Sulh Ceza Mahkemesinin 25/07/2008 tarihli ve 2008/229 esas, 2008/470 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, deneme süresi içerisinde sanığın kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 63/1-a, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Iğdır 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/10/2014 tarihli ve 2014/775 esas, 2014/420 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 11/05/2015 gün ve 29856 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/05/2015 gün ve KYB.2015-178961 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
    Anılan ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre; 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 63/1. maddesi maddesinde yer alana "1 - Barışta, 1111 sayılı Askerlik Kanununun 89 uncu maddesi uyarınca haklarında verilen İdarî para cezası kesinleştikten sonra kabul edilecek bir özrü olmadan, a) Yoklama kaçaklarından birlikte yoklamaya tabi oldukları doğumluların yurt genelinde normal sevk yılı içindeki son kafilesi gönderilmiş bulunanlar için, son kafilenin gönderilmesi tarihinden, b) Bakaya kalanlar için, bakaya kaldıkları tarihten, c) ihtiyat erattan çağrılıp da birlikte işleme tabi olduğu kişiler gönderilmiş bulunanlar için, en son gönderilme tarihinden, d) Yoklama kaçağı, saklı veya bakaya olup olmamasına bakılmaksızın askerlik şubesince sevk edildiği kıtasına katılmayan veya geç katılanlar için, kendilerine tanınan kanuni yol süresinin bitiminden, itibaren dört ay içinde gelenler altı aya kadar, yakalananlar iki aydan altı aya kadar; dört aydan sonra bir yıl içinde gelenler iki aydan bir yıla kadar, yakalananlar dört aydan bir yıla kadar; bir yıldan sonra gelenler dört aydan iki yıla kadar, yakalananlar altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
    Hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan sanığın, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde, CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca, hakkındaki hüküm ilk şekliyle açıklanacak ve açıklanan bu hükümdeki hukuka aykırılıklar, temyiz veya kanun yararına bozma yoluyla Yargıtay’ca yapılacak inceleme sonucunda giderilebilecektir.
    CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca, hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getiremeyen sanık bakımından ise, yerine getirememe sebebi başta olmak üzere durumu değerlendirilip cezanın bir kısmının infaz edilmemesine, hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine ilişkin yeni bir hüküm kurulabilecektir.
    Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkındaki açıklanması geri bırakılan hükümde kural olarak mahkemece bir değişiklik yapma imkanı bulunmamaktadır. Ancak bu hükmün uygulanması sırasında bazı ayrık durumların gözetilmesi gerekecektir. Şöyle ki;
    Hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan ve denetim süresi içerisinde yeniden suç işleyen sanığın, CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca hüküm açıklanmadan önce ölmesi durumunda TCK’nın 64. maddesi gereğince kamu davasının düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunduğundan, mahkemenin hükmü açıklamak yerine ölüm nedeniyle davanın düşmesine karar vermesi gerekecektir.
    Bunun gibi, TCK’nın 50/3. maddesinde yer alan “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” Hükmü uyarınca daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla; 18 yaşını doldurmuş ve 65 yaşını bitirmemiş olan kişilerin mahkûm oldukları otuz gün ve daha az süreli hapis cezaları ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının anılan maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırım yada tedbirlerden birine çevrilmesinde yasal zorunluluk bulunması nedeniyle bu kapsamdaki kişilerin denetim süresi içerisinde yeniden suç işlemeleri halinde; yasal olarak uygulanması zorunlu olan TCK"nın 50/3. maddesi uyarınca hükmedilen kısa süreli hapis cezasının aynı maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırım yada tedbirlerden birine çevrilerek hükmün açıklanmasına karar verilmesi gerekecektir.
    Yine, yargılama konusu olan eylemin daha sonraki bir yasal düzenleme ile suç olmaktan çıkarılması halinde de, mahkemenin CMK’nın 223/2-a ve 9. madde ve fıkraları uyarınca sanık hakkında derhal beraat kararı vermesi gerekeceğinden, önceki hükmü açıklaması beklenemez.
    Bu açıklamalardan sonra somut olayımıza gelince;
    Yoklama kaçağı kalmak suçundan sanık A.. K.."ün, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 63/1-a, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, denetim süresi içerisinde suç işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına, hükmün açıklanmasına, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 63/1-a, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    14.04.2011 gün ve 27905 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle değişik 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca, sanığın eylemine uygulanabilecek 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 63. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen suçları barışta ilk kez işleyenlerin eylemlerinin idari para cezasına dönüştürüldüğü cihetle, yargılama konusu olan eylemin daha sonraki bir yasal düzenleme ile suç olmaktan çıkarılması nedeniyle, mahkemenin CMK’nın 223/2-a ve 9. madde ve fıkraları uyarınca sanık hakkında derhal beraat kararı verdikten sonra 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 24. maddesi uyarınca idari yaptırım uygulaması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, Iğdır 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/10/2014 tarihli ve 2014/775 esas, 2014/420 sayılı kararının CMK.nın 309/4-d. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre cezanın kaldırılmasına, sanık hakkında idari yaptırım kararı verilebilecek ise de idari para cezasının miktarına göre 5326 sayılı Kanun’un 20/2-c maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının dolmuş olması karşısında ilgili kişiye İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIGINA, 17/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara