Esas No: 2015/6197
Karar No: 2015/4387
Karar Tarihi: 15.09.2015
Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/6197 Esas 2015/4387 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir karara ilişkin temyiz incelemesi yapılmıştır. Kararda, suçun marka hakkına tecavüz olduğu belirtilmiştir. Ancak, yapılan aramanın hukuka uygun olmadığı ve sanığın işlediği suçun zincirleme suç olduğu iddia edilmiştir. Kararın bozulmasına karar verilmiş ve CMK'nın 119. maddesi ile 231/5. madde ve fıkrası ile 231/6-c maddesi detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 7 - 2012/175812
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2012
NUMARASI : 2011/151 (E) ve 2012/123 (K)
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın kovuşturma aşamasındaki açık ikrarı karşısında suçun subuta erdiğinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de;
5271 sayılı CMK"nın 119. maddesinin 4. fıkrasındaki “Cumhuriyet Savcısı hazır olmaksızın konut, işyeri ve diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulur” düzenlemesi karşısında, o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi hazır bulundurulmadan arama yapılamayacağı gözetilmeden, yapılan aramanın mahkumiyet hükmünün gerekçesinde hukuka aykırı yöntem ile elde edildiğinin açıkca gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 230. maddesinin 1. fıkrasının b bendine aykırı davranılması,
2-5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" ve diğer objektif ve subjektif koşulların varlığı halinde, CMK"nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanunun 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir."denilmektedir.
Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeden, mahkemece "sanığın katılan şirketin suçla ortaya çıkan zararını karşılamadığı" gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3-Sanığın işyerinde aynı gün yapılan aramada farklı firmalar adına tescilli markaların taklidi olan ürünlerin bulunması karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinin ikinci fıkrası gereğince aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi sebebiyle zincirleme suç kapsamında kaldığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.