Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/6079 Esas 2015/4353 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/6079
Karar No: 2015/4353
Karar Tarihi: 15.09.2015

Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/6079 Esas 2015/4353 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2015/6079 E.  ,  2015/4353 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 7 - 2012/168611
    MAHKEMESİ : Samsun 3. Asliye Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 15/05/2012
    NUMARASI : 2012/252 (E) ve 2012/852 (K)
    SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Şikayetten feragate yetkili olduğu anlaşılan katılan vekilinin hükümden sonra gönderdiği 22.05.2012 havale tarihli dilekçe ile sanık hakkındaki şikayetten vazgeçtiğini bildirmiş olmasına göre, sanığa atılı 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A. maddesinde düzenlenen suçun, aynı maddenin 6. fıkrası uyarınca soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğu gözetilerek, 5237 sayılı TCK"nın 73/6. maddesi gereğince şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği hususunda sanığın beyanı saptanarak sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Kabule göre de;
    1- Sanığın tüm savunmalarında Nestle firmasının bölge bayisi olduğunu, marka taklidi yapılmış ürünlerin adı geçen şirket tarafından promosyon olarak gönderildiğini beyan etmesi karşısında, bu husus araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    2-5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK"nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı yasanın 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir." denilmektedir. Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir.
    Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeden, mahkemece "zararın karşılanmadığı" gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara