3. Hukuk Dairesi 2020/5993 E. , 2021/6514 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 18.11.2000 tarihli “... Yenişehir ... Evleri Satış Sözleşmesi” ile davalıdan ... ilçesi ... ada ... parselde yapılacak olan... Blok, 3. kat, ... numaralı daireyi satın aldığını, davalı tarafından verilen ilanlarda, satış maketlerinde ve planlarda basketbol sahaları, tenis sahaları, çocuk oyun alanları, büfe, çocuk kulübü, personel yeri, otoparklar, yüzme havuzları, jimnastik salonu, kaffe ve diğer peyzaj ve sosyal alanların etrafı çevrili site içinde gösterildiğini, ancak yapılan araştırma sonucunda da bu sosyal tesislerin kamuya ait arazi içerisinde bulunduğunun anlaşıldığını, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini, bu durumun eksik ve ayıplı işler kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, açıklanan nedenle konutunun değer kaybettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00- TL bedel indirimi ve tazminatın teslim tarihinden itibaren işleyecek değişken reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 07/08/2012 havale tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek 16.250,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...Ş., talebin zaman aşımına uğradığını, davacıya satılan malda herhangi bir ayıbın bulunmadığını, 27 parselin mülkiyet alanının baştan beri 44.078,94 m2 olduğunu, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, eksik ve ayıp bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 25.09.2014 tarih, 2014/26576 E.- 2015/28733 K. sayılı ilamı ile; dava konusu olayda 4077 sayılı yasada düzenlenen “ayıplı ifa” değil “eksik ifa” söz konusu olup, davacının 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğuna gidebileceğinin kabul edilmesi gerektiği belirtilerek mahkemece işin esası incelenmek suretiyle taraf delilleri değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.000,00 TL"nin dava tarihi olan 30/12/2010 tarihinden itibaren 13.397,00 TL"nin ise ıslah tarihi olan 07/08/2012 tarihinden itibaren toplam 14.397,00 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 1.853,00 TL isteminin reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı, satın aldığı taşınmazdaki eksik işler nedeniyle taşınmazda oluşan değer kaybı bedelinin teslim tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini istemiş; mahkemece, 1.000,00TL"nin dava tarihi olan 30/12/2010 tarihinden, 13.397,00 TL"nin ise ıslah tarihi olan 07/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de; eksik ifa nedeniyle oluşan değer kaybına ilişkin hükmedilen alacağa, dava dilekçesinde talebi de dikkate alınarak teslim tarihinden itibaren reeskont faizi işletilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava ve ıslah tarihlerinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7. maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan "Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 1.000,00 TL nin dava tarihi olan 30/12/2010 tarihinden 13.397,00 TL nin ise ıslah tarihi olan 07/08/2012 tarihinden itibaren toplam 14.397,00 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ifadesinin hükümden çıkartılarak yerine "Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 14.397,00 TL "nin teslim tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine," ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.