Esas No: 2015/2569
Karar No: 2015/4169
Karar Tarihi: 10.09.2015
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/2569 Esas 2015/4169 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : KYB - 2015/39400
167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun’a aykırı davranmak kabahatinden dolayı H.. A.. hakkında Gebze Kaymakamlığının 16/04/2014 tarihli ve 27 sayılı kararı ile uygulanan 1.520,00 Türk Lirası idari para cezasına karşı yapılan başvurunun reddine dair Gebze 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/06/2014 tarihli ve 2014/473 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 21/01/2015 gün ve 4724 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06/02/2015 gün ve KYB. 2015-39400 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Yeraltı Suları Tüzüğünün 3-a maddesinde yer alan, “Satıh alüvyonları içinde kazma, kürek, varyoz ve baramin gibi el kazısı aletleri ile kazılan her derinlikteki kuyularla, ilk su tabakası içinde en çok 10 metre derinliğe kadar, en çok 100 milimetre çapında boru çakılarak açılan kuyular, el ile açılan kuyu sayılır.” şeklindeki düzenleme ve 167 sayılı Kanun’un 8. maddesinde yer alan, “Aşağıdaki (a) ve (b) fıkralarında beyan edilen kazıların yapılması veya kuyuların açılması için Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğünden belge alınması mecburidir: a) (Değişik bent: 04/07/1988 - KHK - 336/1 md.; Aynen Kabul: 07/02/1990 - 3612/38 md.) Su temini maksadıyla, kesitleri ne olursa olsun, tabii zemin üstünden itibaren derinliği Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından tesbit ve ilgili bakanlığın onayından sonra ilan olunan haddi aşan her türlü çukur, sondaj ve kuyular (el ile açılan kuyular hariç),...” biçimindeki hüküm birlikte değerlendirildiğinde, 10 metre derinliğe kadar ve en çok 100 milimetre çapında boru çakılarak açılan kuyuların el ile açılan kuyu sayılması ve belge alınması mecburiyetinin bulunmaması karşısında, somut olayda, muterizin 8 metre gözlem çukuru açtırmak istediğini beyan etmiş olması ve 22/03/2014 tarihli tutanakta da bunun aksini gösteren her hangi bir bulgu olmaması dikkate alındığında, başvurunun kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Gebze 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/06/2014 tarihli ve 2014/473 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309/4-d. maddesi uyarınca BOZULMASINA, kabahatli hakkında hükmolunan idari para cezasının kaldırılmasına, 10/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.