Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/2554 Esas 2015/4144 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2554
Karar No: 2015/4144
Karar Tarihi: 10.09.2015

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/2554 Esas 2015/4144 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2015/2554 E.  ,  2015/4144 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : KYB - 2015/37896

    213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na aykırı davranmak suçundan sanık Y.. Y..’in, anılan Kanun’un 359/b-l, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43/1 ve 62/1. (6’şar kez) maddeleri uyarınca iki kez 18 ay 22 gün hapis, dört kez 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 18 ay 22 gün olan hapis cezalarının 5237 sayılı Kanun"un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine dair İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2013 tarihli ve 2012/1273 esas, 2013/116 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın kararın kendisine tebliğ edilmediği gerekçesiyle yaptığı temyiz talebinin reddine ilişkin İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/02/2014 tarihli ve 2014/29 değişik iş sayılı ek kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 22/01/2015 gün ve 5274 sayılı Kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06/02/2015 gün ve KYB.2015-37896 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
    Anılan ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre, sanığın Bursa 1. Asliye Ceza Mahkemesince 29/11/2012 tarihinde talimatla alınan savunmasında, ikametgah adresi olarak bildirdiği... Mah. F.....Sok. No: 13/5 Merkez/Samsun adresine, en son bilinen adres olarak 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca tebligat yapılarak karar kesinleştirilmiş ise de,
    7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 1. fıkrasında de yer alan, “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.” ve 2. fıkrasında düzenlenen, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” şeklindeki, yine aynı Kanun’un 35/2. maddesinde yer alan, “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” biçimindeki düzenlemeler nazara alındığında, öncelikle bilinen en son adrese tebligat yapılması, ancak bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması halinde, önceki adresinde bulunamayan muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi olup olmadığının araştırılarak, olmadığının tespiti halinde ancak 35. maddeye göre eski adrese tebligat işleminin yapılması gerektiğinden, bu araştırma yapılmaksızın, muhatabın eski adresine 35. maddeye göre doğrudan yapılan tebligatın geçerli sayılamayacağı cihetle, temyiz talebinin reddine dair ek kararda isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın Kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dosya kapsamında yapılan incelemede; yerel mahkemenin 12/02/2013 tarihli hükmünün sanığın yokluğunda verildiği, hükmün sanığın sorgusu sırasında bildirdiği ve daha önce herhangi bir tebligat yapılmamış olan adrese Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, bu tebliğ işlemi esas alınmak suretiyle hükmün kesinleştirilerek infaza verildiği, hükmün infazı için 28/01/2014 tarihinde cezaevine alınan sanığın, 03/02/2014 tarihli eski hale getirme talebi niteliğindeki dilekçe ile kararın yüzüne karşı verilmediğini, bu nedenle bilgisi olmaksızın kararın kesinleştiğini, gerekçeli karar tebligatını almadığını ve yapılan tebligatın usulsüz olduğunu belirterek süre tutum talebinin kabul edilerek temyiz hakkının kendisine iadesini istediği, yerel mahkemece 05/02/2014 tarihli ek kararla sanığın temyiz isteminin reddine karar verildiği, kararın sanığa 14/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği, bu kararın da sanık tarafından 25/02/2014 havale tarihli dilekçe ile temyiz edildiği, temyiz istemini inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 09/07/2014 tarih ve 2014/11125-13878 E.K sayılı karar ile ek karara yönelen temyiz isteminin süresinden sonra olması nedeniyle reddine karar verdiği anlaşılmaktadır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29/04/2014 tarih ve 2014/12-89 Esas, 2014/226 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca yapılan tebliğin geçerli olabilmesi
    için, ilgilinin kendisine veya adına tebliğ yapılabilecek kimselere belirtilen adreste kanunun gösterdiği usullere göre önceden tebliğ yapılmış olması gerekmektedir.
    Somut olayda, sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükümlerinin 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ edildiği belirtilen, " ... Mah. F..... Sok. No: 13/5 Merkez/Samsun " adresinde sanığa daha önce tebligat yapılmadığı cihetle, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesinin uygulanma şartları bulunmadığından sanığa yapılan gerekçeli karar tebliğinin geçersiz olduğu ve temyiz süresini kaçıran sanığın öğrenme üzerine mahkemeye hitaben yazdığı 03/02/2014 tarihli eski hale getirme talepli temyiz istemini içerir dilekçesi hakkında da karar verme görevi Yargıtay"ın ilgili ceza dairesine ait olup bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşıldığından, Yargıtay 11. Ceza Dairesince verilen 09/07/2014 tarih ve 2014/11125-13878 E.K sayılı temyiz isteminin reddine ilişkin kararın CMK’nın 308. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz yoluyla değerlendirilmesi gerekip ortada temyiz yasa yolundan geçmeden kesinleşen bir kararın mevcut olmaması nedeniyle, yerinde görülmeyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE;
    Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 09/07/2014 tarih ve 2014/11125-13878 E.K sayılı temyizin reddi kararı yönünden CMK’nın 308. maddesi uyarınca itiraz yolunun değerlendirilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    Henüz kesinleşmemiş bulunan ilamın infazının devam etmesi sanığın mağduriyetine yol açabileceğinden İNFAZIN DURDURULMASINA ve başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse derhal TAHLİYESİNE, 10/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara