Esas No: 2015/3128
Karar No: 2015/4122
Karar Tarihi: 09.09.2015
213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/3128 Esas 2015/4122 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 11 - 2011/144173
MAHKEMESİ : Konya 5. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/12/2010
NUMARASI : 2009/1156 (E) ve 2010/1071 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Aynı takvim yılında değişik tarihlerde birden fazla sahte fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1-Suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, vergi tekniği raporunda sanığın 2008 yılında 15 cilt irsaliyeli fatura bastırdığının belirtilmesi karşısında;
Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi için; varsa fatura asılları ya da onaylı suretlerinin getirtilmesi, temin edilebilenlerin incelenmesi faturaların mevcut olmadığının ya da kanunda öngörülen şekil şartlarını taşımadığının tespiti halinde beyannameye fatura eklenmesinin zorunlu olmaması nedeniyle sanığın gerçeğe aykırı beyanname vermesi şeklinde gerçekleşen eyleminin özel usulsüzlük cezasını gerektireceği gözetilmeden eksik kovuşturma sonucu müsnet suçtan mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Kabule göre de;
TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, sanık hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesi tarihine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak hükmün BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.