Esas No: 2015/6879
Karar No: 2015/4088
Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/6879 Esas 2015/4088 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 7 - 2012/174593
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/02/2012
NUMARASI : 2010/665 (E) ve 2012/57 (K)
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
G.V. S.. isimli firmanın, suçtan doğrudan doğruya zarar görmediği ve bu nedenle davaya katılma hakkı bulunmadığı halde, gerekçeli karar başlığında katılan olarak yazılması ve suç tarihinin 22/10/2010 olması gerekirken 21/10/2010 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Yerel mahkeme söz konusu davaya Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesi sıfatıyla baktığından, hüküm tarihi itibariyle avukatlık asgari ücret tarifesine göre 1800,00-TL yerine 1200,00-TL avukatlık ücretine hükmedilmesi, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Dosya içerisinde H. W., L. firması adına kayıtlı marka tescil belgelerinin sehven yer aldığı görülmekle, Türk Patent Enstitüsünden suça konu C. marka tescil belgelerinin onaylı suretleri getirtilip, katılan firmadan temin edilecek orjinal şapka ve gözlükler de dahil olacak şekilde, sanıktan ele geçirilen ürünlerin karşılaştırılması suretiyle marka hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak, dava konusu eşyalarda kullanıldığı iddia olunan marka ve logolar ile orjinal ürünlerde yer alan marka ve logoların karşılaştırılabilmesi için örnekleri veya resimlerinin de temyiz denetimine olanak verecek şekilde dosyaya eklenmesinden sonra, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK"nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı kanunun 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir." denilmektedir.
Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeden mahkemece "zararın karşılanmadığı" gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.