Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/5989 Esas 2015/3836 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/5989
Karar No: 2015/3836
Karar Tarihi: 07.09.2015

Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/5989 Esas 2015/3836 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi'nde gerçekleştirilen duruşmada, sanığın marka hakkına tecavüz ettiği tespit edilmiştir. Ancak, hükümdeki adli para cezasının infazı ile ilgili yapılan açıklama kanuna aykırıdır. Bu nedenle, hüküm BOZULMUŞTUR. Kanunlar arasındaki uyumsuzluk nedeniyle, hükümde açıklanan adli para cezasının infazıyla ilgili ibare çıkarılacaktır. Karar, oybirliğiyle verilmiştir.
Kanun Maddeleri: 5739 sayılı Kanunun 5. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesi ve fıkrası, 5275 sayılı Kanunun 106. maddesi (4, 9 ve 10. fıkraları) ve 106/3. maddesi, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ve fıkrası, 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi.
19. Ceza Dairesi         2015/5989 E.  ,  2015/3836 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 7 - 2012/142760
    MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 08/02/2012
    NUMARASI : 2011/585 (E) ve 2012/66 (K)
    SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun"da öngörülen suç tipine uyduğu,
    Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
    Ancak,
    Suç tarihinden önce 01/03/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanunun 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK"nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde adli para cezasının ödenmemesi durumunda 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca hapse çevrileceğinin belirtilmesi,
    Kanuna aykırı ve sanıK müdafiinin temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; tebliğnameye uygun olarak, hüküm 9. fıkrasındaki "ödenmeyen adli para cezasının 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi gereğince hapse çevrilmesine ve bu durumun sanığa ihtarına" ibaresinin çıkarılması suretiyle DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün bu bağlamda ONANMASINA, 07/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara