213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/3221 Esas 2015/3509 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3221
Karar No: 2015/3509
Karar Tarihi: 01.07.2015

213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/3221 Esas 2015/3509 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul Anadolu 25. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 23/12/2010 tarihli kararı incelendi. Sanık, vergi kanunlarına göre saklanması ve düzenlenmesi gereken belgeleri ibraz etmediği gerekçesiyle suçlanmaktadır. Dosyada bulunan belgeler ve tutanaklar incelendiğinde, sanığın 2004 yılına ait yevmiye defterini ibraz etmediği belirtilmiştir. Ancak, noterliklerde yapılan araştırmada tasdik bilgilerine rastlanılmamıştır. Bu nedenle, sanığın yetkilisi olduğu şirketin bulunduğu yerdeki noterliklerden yevmiye defterinin tasdik edilip edilmediğinin araştırılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin CMK maddesinde zarar kavramının maddi zararlara ilişkin olduğu ve manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği belirtilmiştir. Bunun yanı sıra, suç tarihinin eksik belirtilmesi nedeniyle CMK'ya aykırı davranılmıştır. Kararda, 213 Sayılı VUK'nın 359/a-2, 220 ve devamı maddelerine uyulması gerektiği belirtilmiştir.
19. Ceza Dairesi         2015/3221 E.  ,  2015/3509 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 11 - 2011/198943
    MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 25. Asliye Ceza Mahkemesi
    [ Ümraniye (Kapatılan) 3. Asliye Ceza Mahkemesi]
    TARİHİ : 23/12/2010
    NUMARASI : 2009/1936 (E) ve 2010/990 (K)
    SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    1- 213 Sayılı VUK"nın 359/a-2. maddesinde düzenlenen defter ve belgeleri gizlemek suçunun konusunun ""vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan"" defter ve belgeler olduğu, aynı Kanunun 220 ve devamı maddelerine göre defterlerin notere tasdik ettirilmelerinin gerektiği, tasdik ettirilmeyen yasal defterler usulsüzlük cezası gerektirse de ibraz edilmemesinin suç oluşturmayacağı, dosya içinde bulunan tutanak, 28.05.2008 tarihli defter belge isteme yazısı ile vergi idaresinin mahkemeye gönderdiği 05/03/2010 tarihli cevabi yazıda sanığın kendisinden istenen yazar kasa rulosu ile z raporunu ibraz ettiği, 2004 yılı yevmiye defterini ibraz etmediği belirtilmiş ise de vergi idaresince de ibrazı istenen 2004 yılına ait yevmiye defterine ait tasdik bilgilerine rastlanılmadığının belirtilmesi karşısında, VUK"nın 223. maddesi gözetilerek sanığın yetkilisi olduğu şirketin bulunduğu yerdeki noterliklerden 2004 yılına ait yevmiye defterinin tasdik edilip edilmediğinin araştırılarak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
    Kabule göre de;
    2- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nun 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; engel adli sicil kaydı bulunmayan ve Takdiri indirim nedenleri uygulanıp cezası ertelenen sanık hakkında Kanunun aradığı objektif ve sübjektif şartlar karar yerinde tartışılmadan, katılan kurumun zararının giderilmediğinden bahisle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    3- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 13.06.2008 yerine 2008 olarak eksik gösterilmesi suretiyle, CMK’nın 232/2-c maddesine aykırı davranılması,
    Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 01.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara