Esas No: 2015/5982
Karar No: 2015/3410
Karar Tarihi: 30.06.2015
Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/5982 Esas 2015/3410 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 7 - 2012/142487
MAHKEMESİ : Samsun 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/03/2012
NUMARASI : 2011/246 (E) ve 2012/211 (K)
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın suç tarihinde 65 yaşını bitirmesi nedeni hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının TCK"nın 50/3. maddesi gereğince TCK 50/1. maddesinde düzenlenen seçenek yaptırımlara çevrilmesi hususunun gözetilmemesi,
2-5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK"nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı yasanın 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas- 2009/13 sayılı kararında; "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir." denilmektedir.
Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeden mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartları arasında yer almayan “suçun işleniş şekli, olayı özellikleri” ve müdahil firmanın zararını karşılamadığı gerekçesiyle sanık hakkında CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olduğu ve sanığın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 30.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.