Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/8588 Esas 2015/3318 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/8588
Karar No: 2015/3318
Karar Tarihi: 25.06.2015

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/8588 Esas 2015/3318 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2015/8588 E.  ,  2015/3318 K.

    "İçtihat Metni"

    1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’na muhalefet suçundan Bursa Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan E.. T..’ın firar ettiği gerekçesiyle, Açık Ceza İnfaz Kurumuna Ayrılma Yönetmeliğinin 12/1-b maddesi gereğince kapalı ceza infaz kurumuna iadesine dair anılan Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının 23/02/2015 tarihli ve 2015/179 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile söz konusu kararın kaldırılmasına ilişkin Bursa 1. İnfaz Hâkimliğinin 24/02/2015 tarihli ve 2015/529 Esas, 2015/537 Karar sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 04/06/2015 gün ve 36880 sayılı Kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/06/2015 gün ve KYB.2015-214135 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
    Anılan ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre, 5275 sayılı Kanun"un 44/3-1 maddesinde firar fiiline hücreye koyma disiplin cezasını öngören düzenleme ile aynı Kanun"un 14/4. maddesinde yer alan "Açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden kınamadan başka bir disiplin cezası alanlar ... kurum yönetim kurulunun kararı ile kapalı ceza infaz kurumlarına geri gönderilirler. Bu karar, infaz hâkiminin onayına sunulur." şeklindeki düzenleme ve yine Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği"nin 12/1-b maddesinde yer alan "Açık kuramlarda cezası infaz edilmekte olan hükümlülerden... b) firar edenlerin... kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kurumlara iade edilir ve bu karar derhâl infaz hâkimliğinin onayına sunulur." şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde hükümlünün firar eylemi nedeniyle kalan cezasını kapalı ceza infaz kurumunda geçirmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
    5275 sayılı Kanun"un 106/3 maddesindeki “ (Değişik fıkra:18.06.2014 - 6545 s.K./81.mad) Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet Savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” hükmü, Kanun yararına bozma isteminin dayanığını teşkil eden mevzuat hükümlerinden 5275 sayılı Kanunun 14/4 maddesinde; “Açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden kınamadan başka bir disiplin cezası alanlar kurum yönetim kurulunun kararı ile kapalı ceza infaz kurumlarına geri GÖNDERİLİRLER”, yine Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 12/1-b maddesindeki (1) Açık kurumlarda cezası infaz edilmekte olan hükümlülerden;...B)Firar edenler,.... kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kurumlara İADE EDİLİR...” şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; gerek 5275 sayılı Kanunun 14/4. maddesinde gerekse Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 12/1-b maddesinde özellikle vurgulanan “İade Edilir” sözcüğünün “kapalı ceza infaz kurumundan, açık ceza infaz kurumuna ayrılanları kapsamına alan bir sözcük olarak kabulünün mümkün olmasına karşın, anılan maddelerin infaza doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda başlayanları da kapsadığına dair herhangi bir ibareyi içermemiş olması ve ceza hukukunda; sanık aleyhine kıyasın yasak olduğunun kanunilik ilkesinin doğal sonucu olduğu gibi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2. maddesinin 3. fıkrasında "Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz." şeklinde ki düzenlemenin, bir anlamda hükümlünün durumunu ağırlaştırdığı konusunda kuşku bulunmadığı için ceza hükmü olarak ta kabul edilebilecek olan disiplin cezaları için de geçerli olacağının anlaşılması karşısında; somut olayımızda adli para cezasının hapis cezasına dönüştürülmesinden sonra doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz etmekte iken firar eden hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderileceğine dair kanun yararına bozma talebinin dayanığını teşkil eden ve yukarıda ayrıntılı şekilde açıklanan mevzuatta açık bir hüküm bulunmadığı anlaşılmakla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebi yerinde görülmediğinden REDDİNE, 25/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara