Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/94 Esas 2015/3317 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/94
Karar No: 2015/3317
Karar Tarihi: 25.06.2015

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/94 Esas 2015/3317 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Silivri L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda hükümlü olan bir kişinin açık ceza infaz kurumuna ayrılma talebi, İstanbul İnfaz Hakimliği tarafından reddedilmişti. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kanun yararına bozma istemiyle İstanbul İnfaz Hakimliği kararının bozulmasını talep etti. İhbarnamede, İnfaz Hakimliği Kanunu'nun yetki alanı ve şikayet başvuru süresi gibi maddelerine değinildi. Ayrıca, açık ceza infaz kurumlarına ayrılma yönetmeliği hükümleri de incelendi. İhbarnamenin sonucunda, hükümlünün talebinin değerlendirilmesi için görevli infaz hakimliği olan Silivri İnfaz Hakimliği'nin kararının usulsüz olduğu belirtildi. Kanunlar arasında İnfaz Hakimliği Kanunu'nun 2, 5 ve 6. maddeleri ile Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği'nin 9/4. maddesi yer almaktadır.
19. Ceza Dairesi         2015/94 E.  ,  2015/3317 K.
"İçtihat Metni"

... Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan ..."ın, açık ceza infaz kurumuna ayrılmaya yönelik talebinin kabulüne dair ... İnfaz Hâkimliğinin 14/05/2014 tarihli ve 2014/215-215 E.-K. sayılı kararı aleyhine ... Bakanlığından verilen 12/11/2014 gün ve 67580 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/11/2014 gün ve KYB.2014-374677 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1- 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu"nun 2. maddesindeki "İnfaz hakimlikleri, ... Kurulunun olumlu görüşü alınarak, yargı çevresinde ceza infaz kurumu ve tutukevi bulunan ağır ceza mahkemeleri ile coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak ilçe asliye ceza mahkemeleri nezdinde kurulur. İnfaz hakimliğinin yetki alanı, kurulduğu yer ağır ceza veya asliye ceza mahkemesinin yargı çevresi ile sınırlıdır." ve aynı Kanun"un 5. maddesindeki "Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikayet yoluyla infaz hakimliğine başvurulabilir." düzenleme ile 6. maddesindeki "Şikayet başvurusu, 5. maddede yazılı sürenin geçmesinden sonra veya infaz hakimliğinin görev ve yetki alanı dışında kalan bir işlem veya faaliyete karşı ya da başvuru hakkı olmayan kimselerce yapılmışsa infaz hakimi, başvuru dilekçesini esasa girmeden reddeder; şikayet başvurusu başka bir yargı merciinin görevi içerisinde ise o mercie gönderir." şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, hükümlünün talebi hakkında Silivri İnfaz Hakimliğinin görevli olduğu bu nedenle hükümlünün talebi hakkında esasa girmeden reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin 9/4. maddesinde belirtilen “On günlük süre içinde, EK-1"de yer alan belgedeki ihtarı içeren çağrıya uymayan veya belirlenen açık kuruma teslim olmayan hükümlüler hakkında 5275 sayılı Kanunun 19. maddesinin birinci fıkrası uyarınca yakalama emri çıkarılır ve yakalandıklarında kapalı kuruma alınarak haklarında 6. madde hükümlerine göre işlem yapılır” hükmü gözetildiğinde usulüne uygun yapılan davetnameye uymayan hükümlü hakkında açık cezaevine alınma şartlarının oluşmadığı gözetilmeden itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği 2 nolu neden yönünden incelendiğinde;
Hükümlü ..."a ... Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi"nin 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasını içeren kesinleşmiş mahkumiyet kararının infazı için çıkartılan çağrı kağıdının anılan mahkemenin hükmünde gösterilen adresine Tebligat Kanunu 35. maddesi gereğince tebliğ edildiği anlaşılmakta ise de; 5275 sayılı Kanun"un 20/3. maddesi uyarınca öncelikle hükümde gösterilen adrese çağrı kağıdının tebliğ edilmesi, bu adrese çıkartılacak tebligatın iade edilmesi halinde ise, 7201 sayılı Kanunun 21. maddesi uyarınca tebligat yapılması gerekirken, çağrı kağıdının doğrudan mernis adresine çıkartılıp iade edilmesi üzerine hükümde gösterilen adrese Tebligat Kanunun 35. maddeye göre tebliği usulsüz olduğu anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan 2 nolu neden yerinde görülmediğinden, bu yöne ilişkin olarak kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
2- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan 1 nolu neden yerinde görüldüğünden, İstanbul İnfaz Hâkimliğinin 14/05/2014 tarihli ve 2014/215-215 E.-K. sayılı kararının CMK"nın 309/4. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına, 25.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara