Esas No: 2015/57
Karar No: 2015/3255
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/57 Esas 2015/3255 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : KYB - 2014/367452
4857 sayılı İş Kanunu"nun 107/a. maddesine aykırı davranmak eyleminden dolayı muteriz E.. Elektronik San. Ve Tic. A.Ş. hakkında 11,721,00 Türk lirası idari para cezası uygulanmasına dair Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Düzce Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün 27/02/2013 tarihli ve 95245823-309.3-455 sayılı idari para cezası karar tutanağına karşı yapılan başvurunun reddine ilişkin, Düzce 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 08/07/2013 tarihli ve 2013/303 değişik iş sayılı kararına, vekalet ücretine hükmedilmediğinden bahisle ilgili kurum vekilince yapılan itirazın reddine dair Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/09/2013 tarihli ve 2013/262 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 03/11/2014 gün ve 65167 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/11/2014 gün ve KYB.2014-367452 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 06/05/2014 tarihli ve 2014/2966 esas, 2014/8580 sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun "Kanun yoluna başvuru dolayısıyla oluşan bütün masraflar ve vekalet ücreti, başvurusu veya savunması reddedilen tarafça ödenir." şeklindeki 31/2. maddesi nazara alındığında, somut olayda başvurusu reddedilen şirket tarafından, kendini vekille temsil ettiren, kararına itiraz edilen kurum lehine vekalet ücreti ödenmesine hükmedilmediği nazara alınmadan, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozmanın amacı hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtay’ca incelenmesini, buna bağlı olarak da kanunların uygulanmasında ülke sathında birliğe ulaşmak, hakim veya mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum ve birey açısından hukuk yararına gidermektir.
Olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma müessesesinin konusunu oluşturabilecek kanuna aykırılık halleri, olağan kanun yolu olan temyiz nedenlerine göre dar ve kısıtlı tutulduğunda kesin hükmün otoritesi korunmuş olur.
26.10.1932 gün ve 29/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve bu karar esas alınmak suretiyle verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Özel Dairelerin süreklilik arz eden kararlarında belirtildiği üzere, kabul edip etmemenin hakim veya mahkemenin takdirine bağlı olduğu istekler hakkında verilen kararlar ile kanıtların değerlendirilmesine ilişkin kararlar kanun yararına bozma konusu olamaz.
Bu açıklamalara ve yerleşik yargısal kararlara göre (Yargıtay 1. CD’nin 05/11/2008 tarih ve 2008/9091-7078 E.K; 3. CD’nin 14/11/2007 tarih ve 2007/12330-8319 E.K; 11. CD’nin 27/02/2013 tarih ve 2012/28035 E., 2013/3196 K. ve 12. CD’nin 27/12/2012 tarih ve 2012/21561-28771 E.K sayılı kararları) vekalet ücretinin şahsi hakka ilişkin olması nedeniyle bu hususta kanun yararına bozma talebinde bulunulamayacağından, yerinde görülmeyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 25/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.