Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1164 Esas 2020/5809 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1164
Karar No: 2020/5809
Karar Tarihi: 10.12.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1164 Esas 2020/5809 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/1164 E.  ,  2020/5809 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nce bozmaya uyularak verilen 12.12.2019 tarih ve 2018/5- 2019/332 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalının ""BAİSE"" ibareli markası ile ambalaj kompozisyonunun müvekkili şirket adına tescilli bulunan 2004/09055, 2009/47133, 2002/06866, 2009/47132 sayılı tanınmış markalar ile iltibasa sebebiyet verecek şekilde kullanıldığını, müvekkili şirketin marka hakkına tecavüz edildiğini belirterek markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, ürün ambalajı, kutu ve tanıtım malzemelerinin vs. toplatılarak imhasına, hükmün ilanına, şimdilik 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkili şirket tarafından satılan çayların ambalajında kullanılan şeklin davacı şirket adına tescilli markalar ile iltibas yaratma ihtimalinin bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak, davalı tarafın "BAİSE" ibaresinden oluşan markasını tescil ettirdiği şekilde kullanmadığı, davacıya ait tescilli marka şeklinin bir benzeri ile yine davacının ambalajında kullandığı zemin rengi ve ambalaj komposizyonuna oldukça benzer bir şekilde kullandığı, bu durumun davacı marka ve ürün ambalajlarına tecavüz teşkil ettiği, aynı zamanda TTK anlamında haksız rekabet teşkil etttiği, davalı tarafın kendisine verilen kesin süreye rağmen, ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmadığı, bu nedenle maddi tazminat miktarının kesin olarak tespit edilmesi mümkün olmadığından TBK"nun 50. maddesi uyarınca resen takdir edilmesi gerektiği, her ne kadar davacı tarafça 556 sayılı KHK"nin 67. maddesi uyarınca maddi tazminata ekleme yapılması da talep edilmişse de, davalının ürünlerinin satışında davacının markasının önemli bir katkısının bulunduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle,davanın kısmen kabulüne, davalı eylemlerinin marka tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, tecavüz teşkil eden ürün ambalajları ve kutuları ile sair tanıtım malzemeleri imalinin, satışının, dağıtımının, ithalinin ve ihracının, yurt içinde ve yurt dışında satışa sunulmasının önlenmesine, imal edilmiş, tecavüze konu ürün ambalajı kutuları ve her türlü ilan, reklam ve tanıtım yapılmasının, bunların basılı kağıtlarda faturalarda kullanılmasının önlenmesine, toplatılmasına, muhafaza altına alınmasına, karar kesinleştiğinde imhasına, 4.000,00 TL maddi ve 4.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, mülga 556 sayılı KHK’nın 66/1-a maddesi kapsamında talep edilen, yani marka hakkına tecavüz eden davalının rekabeti olmasaydı, marka sahibi davacının markayı kullanmasıyla elde edebileceği gelire göre tazminatın belirlenebilmesi için davalı defter ve belgelerinin incelenmesi zorunlu olmamakla birlikte, davacının defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda da varsayımsal olarak tazminatın belirlenememiş olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 10.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara