19. Ceza Dairesi 2015/17775 E. , 2015/9644 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : KYB - 2015/286654
5996 sayılı V. Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu"nun 40/1-d maddesine aykırılıktan dolayı F.. A.. hakkında 12.801,00 Türk Lirası idari para cezası uygulanmasına dair Ankara Valiliği İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünce düzenlenen 18/11/2013 tarihli ve 2013/191 sayılı idari para cezası karar tutanağına karşı yapılan başvurunun reddine dair Ankara 16. Sulh Ceza Mahkemesinin 24/06/2014 tarihli ve 2014/158 değişik iş sayılı kararına vekalet ücreti yönünden yapılan itirazın kabulüne dair Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/07/2014 tarihli ve 2014/421 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 03/08/2015 gün ve 51315 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/09/2015 gün ve KYB. 2015-286654 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "ceza davalarında ücret" başlıklı 13. maddesinin 6. fıkrasındaki "...idari para cezalarına itiraz gibi başvuruların kabulü veya ilk derece mahkemesinin kararına yapılan itiraz üzerine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması halinde işin duruşmasız veya duruşmalı oluşuna göre İkinci Kısım Birinci Bölüm 1. sıradaki iş için öngörüldüğü şekilde avukatlık ücretine hükmedilir." şeklindeki yasal düzenleme karşısında, mahkemesince başvuru üzerine duruşma yapılmaksızın verilen kararda hükmolunan 300,00 Türk lirası vekalet ücreti takdirinin yerinde olduğu cihetle itirazın reddi yerine yazılı şekilde fazla vekalet ücretine hükmedilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozmanın amacı hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtay’ca incelenmesini, buna bağlı olarak da kanunların uygulanmasında ülke sathında birliğe ulaşmak, hakim veya mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum ve birey açısından hukuk yararına gidermektir.
Olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma müessesesinin konusunu oluşturabilecek kanuna aykırılık halleri, olağan kanun yolu olan temyiz nedenlerine göre dar ve kısıtlı tutulduğunda kesin hükmün otoritesi korunmuş olur.
26.10.1932 gün ve 29/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve bu karar esas alınmak suretiyle verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Özel Dairelerin süreklilik arz eden kararlarında belirtildiği üzere, kabul edip etmemenin hakim veya mahkemenin takdirine bağlı olduğu istekler hakkında verilen kararlar ile kanıtların değerlendirilmesine ve şahsi hakka ilişkin kararlar kanun yararına bozma konusu olamaz.
Bu açıklamalara ve yerleşik yargısal kararlara göre (Yargıtay 1. CD’nin 05/11/2008 tarih ve 2008/9091-7078 E.K; 3. CD’nin 14/11/2007 tarih ve 2007/12330-8319 E.K; 11. CD’nin 27/02/2013 tarih ve 2012/28035 E., 2013/3196 K. ve 12. CD’nin 27/12/2012 tarih ve 2012/21561-28771 E.K sayılı kararları) vekalet ücretinin şahsi hakka ilişkin olması nedeniyle bu hususta kanun yararına bozma talebinde bulunulamayacağından, yerinde görülmeyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 30/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.