5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/2360 Esas 2015/9607 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2360
Karar No: 2015/9607
Karar Tarihi: 29.12.2015

5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/2360 Esas 2015/9607 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2015/2360 E.  ,  2015/9607 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 7 - 2012/36641
MAHKEMESİ : Çorlu 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/11/2011
NUMARASI : 2010/577 (E) ve 2011/530 (K)
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Sanık C.. A.. hakkında kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yönelik O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz talebinin incelelenmesinde,
Hüküm tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 231/12. madde fıkrası uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz yasa yoluna başvurulması mümkün olup, kararın temyizi olanaklı bulunmadığından, O Yer Cumhuriyet Savcısının dilekçesinin itiraz merciince değerlendirilmek üzere dosyanın incelenmeksizin iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE,
II-Sanık B.. G.. hakkında kurulan hükme yönelik O Yer Cumhuriyet Savcısı ile sanığın temyiz talebine gelince,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere,bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğu cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylem nedeniyle sanık hakkında Çorlu 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2011 tarih ve 2010/556 Esas, 2011/621 sayılı kararı ile verilip kesinleşen dava dosyasının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında;
Anılan dosya incelenerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
2- Kabule göre de,
a) Davaya konu eserler hakkında hak sahipleri tarafından herhangi bir şikayette bulunulmaması, 5237 Sayılı TCK"nın 44. maddesinde “ işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılır” hükmüne yer verilmesi, bir fiilden kastedilenin sanığın hareket veya hareketlerinin bir sonucu elde etmeye (bir suçu işlemeye) yönelik olması, bu nedenle de fiilde birden fazla hareketin bulunabilmesi karşısında; 265 adet bandrolsüz 150 adette başka bir esere ait bandrol yapıştırılmış kitapları sattığı tesbit edilen sanığın eyleminin TCK"nın 44. maddesi aracılığıyla 5846 sayılı Kanunun 81/4. maddesine uyduğu gözetilmeden 71/1,81/13 maddeleri ile uygulama yapılması;
b) Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Hemen Ara