213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/22116 Esas 2015/9536 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/22116
Karar No: 2015/9536
Karar Tarihi: 29.12.2015

213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/22116 Esas 2015/9536 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, 213 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkum edilmiştir. Suçunun, defter ve belgeleri ibraz etmemek olduğu belirtilmiştir. Sanığa, 04.04.2012 tarihli tebligat ile 2007 takvim yılına ait defter ve belgelerini ibraz etmesi istenilmiştir. Ancak sanık, 2010 yılındaki sel felaketinde işyerinin tamamen su altında kalması nedeniyle, tüm defterlerinin ve belgelerinin zayi olduğunu savunmuştur. Yapılan incelemeler sonucunda, mücbir sebep niteliğinde olan bu durumun, suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı belirtilmiştir.
Kararda ayrıca, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine, CMK'nın 325/1. ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmemesi, kanuna aykırı bulunmuştur.
Son olarak, sanık hakkında kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak hak yoksunluklarına hükmedilmiştir. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı ile TCK'nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmemesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 213 Sayılı Kanunun 13. maddesi: Mücbir sebep
- CMK'nın 325/1. maddesi: Vekalet ücretine hükmedilmesi
- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/1. maddesi: Vekalet ücreti
- 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi: Hak yoksunluklarına hükmedilmesi.
19. Ceza Dairesi         2015/22116 E.  ,  2015/9536 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 11 - 2013/108678
MAHKEMESİ : Ağrı 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 15/02/2013
NUMARASI : 2012/655 (E) ve 2013/160 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Defter ve belgeleri ibraz etmemek suçunun, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine esas olmak üzere yetkili kimselerce usulüne uygun yapılan tebligata rağmen yasal süresinde ibraz edilmemesi ile oluşacağı, sanık hakkında düzenlenen 05.07.2012 tarihli vergi suçu raporunda, sanığa yapılan 04.04.2012 günlü tebligat ile 2007 takvim yılına ait defter ve belgelerini ibraz etmesinin istenildiğinin belirtilmesi, sanığın ise savunmasında, 2010 yılında meydana gelen sel felaketinde işyerinin tamamen su altında kalması nedeniyle tüm defter ve belgelerinin zayi olduğunu savunarak olaya ilişkin fotoğraflar, itfaiye tutanağı ile Asliye Hukuk Mahkemesi"ne açtığı tespit davasında alınan bilirkişi raporunu sunması ve gerek tutanak gerekse bilirkişi raporundan sanığın 2000-2010 yılları arası tüm defter ve belgelerinin zayi olduğunun anlaşılmış olması karşısında, bu durumun 213 sayılı Kanunun 13. maddesi kapsamında mücbir sebep niteliğinde olup yüklenen suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
Kabule göre de;
2-Kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine, CMK"nın 325/1. ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmemesi,
Kanuna aykırı,
3-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E, 2015/85 K, sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki düzeltilerek onama düşüncesinin reddiyle hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 29.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Hemen Ara