213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/21940 Esas 2015/9530 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/21940
Karar No: 2015/9530
Karar Tarihi: 29.12.2015

213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/21940 Esas 2015/9530 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2015/21940 E.  ,  2015/9530 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 11 - 2013/94846
MAHKEMESİ : Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2013
NUMARASI : 2012/727 (E) ve 2013/162 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
30.04.2010 gün ve VDENR-2010-1978/4 sayılı vergi suçu ve ekindeki raporlara göre düzenlenen 20.05.2010 tarihli mütalaanın A. A. için verildiği ve sanık hakkında dava şartı olan mütalaa bulunmadığı anlaşıldığından, CMK"nın 223/8. madde ve fıkrası gereğince durma kararı verilerek, sanık hakkında 213 sayılı VUK"nın 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği idareden sorularak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleriyle tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 29.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Ek Gerekçe
Sanık hakkında CMK"nın 231/5 vd. Maddelerine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle dosyanın yeniden ele alınarak yapılacak yargılamada sanığın savunma hakkına riayet edilmesi zorunludur. Bu anlamda sanık mahkemeye getirtilerek mutlaka dinlenilmeli, hükmün açıklanmasına ilişkin muhakemede savunma hakkını yerine getirmesi sağlanmalıdır. Savunma hakkının kullanılmasının ise ancak sanığın hazır bulunduğu bir celsede sağlanabileceği muhakkaktır. Bu anlamda sanık davetiyeyle veya ihzar suretiyle çağrılarak duruşmada hazır bulundurularak mahkeme yürütülmelidir.
Somut uyuşmazlıkta sanığa ""duruşmaya gelmediği taktirde zorla getirtileceği"" ihtarını içerin bir davetiye çıkarılmalı ve bu davetiye sanığa Tebliğat Kanunu"nun 21. maddesine göre tebliğ edilmiş; daha sonra ise sanığın yokluğunda hüküm kurulmuştur. Mahkeme sanığın davetiyeyle gelmemesi halinde zorla getirtileceğini davetiyede ihtar etmesine rağmen, kendi ihtarına kendisi dahi uymamış ve sanığı dinlemeden ertelenmiş hükmü açıklayarak sanığın savunma hakkını kısıtlamıştır. Savunma hakkının kısıtlanması ise hukuka aykırı olup, bozma sebebidir. Bu nedenle sayın çoğunluğun bozma kararına söz ettiğim ek gerekçeminde ilave edilmesi gerektiği düşüncesiyle katılamıyorum.

Hemen Ara