213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/22262 Esas 2015/9272 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/22262
Karar No: 2015/9272
Karar Tarihi: 24.12.2015

213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/22262 Esas 2015/9272 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve 213 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan hapis cezası verilen bir sanık hakkında temyiz başvurusu yapılmıştır. Temyiz isteği reddedilmediği için işin esasına geçilmiştir. Mahkeme, sanığın engel adli sicil kaydı bulunmaması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar vermiştir. Ancak, kararda suç tarihinde yapılan bir hata ve kanuni yaptırımların 5237 sayılı TCK ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararı nedeniyle yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenlerle, mahkeme kararı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca bozulmuş ve dosya esas/hüküm mahkemesine gönderilmiştir.
Kanun Maddeleri: 5271 sayılı CMK'nın 231/6-c maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi, ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
19. Ceza Dairesi         2015/22262 E.  ,  2015/9272 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 11 - 2013/102926
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2012
NUMARASI : 2011/297 (E) ve 2012/1040 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında katılan kurumun zararının giderilmediğinden bahisle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanığa isteme yazısının tebliğinden itibaren başlayan 15 günlük sürenin sonu olan 26.11.2010 yerine, 2010 olarak yazılması kanuna aykırı,
3- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E, 2015/85 K, sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Hemen Ara