Esas No: 2015/22357
Karar No: 2015/9266
Karar Tarihi: 24.12.2015
213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/22357 Esas 2015/9266 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Defter ve belgeleri ibraz etmemek suçunun, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu, ancak dosyada bulunan vergi suçu raporunda, sanığın varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerinin bulunduğu konusunda açıklık bulunmadığının anlaşılması karşısında, bu husus araştırılıp, aynı vergi suçu raporunda vergi mükellefi olan sanığın faaliyetine devam edip etmediğine dair bir ibarenin bulunmaması, defter ve belgelerin ibrazı için çıkartılan yazının ise ikamet adresinde bizzat sanığa tebliğ edilmiş olması sebebiyle öncelikle tebligat tarihi itibariyle işyerinin faal olup olmadığı tespit edilerek, faal olduğunun anlaşılması halinde, hesapların dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı Kanunun 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeni ve vergi dairesinden sorulması, işyeri dışında inceleme yapılmasına ilişkin bir tespit varsa belgesinin dosyaya ibrazının istenmesinden sonra karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturmayla yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
2-213 sayılı VUK’nın 359. maddesinin (a) fıkrasındaki cezanın alt sınırının, 08/02/2008 tarih ve ... sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanun"un 276. maddesi ile "altı ay” dan, "bir yıl” hapis cezasına yükseltilmesi, madde metninde 03/07/2009 tarih ve 27277 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/06/2009 tarih ve 5904 sayılı Kanun"un 23. maddesiyle yapılan değişiklikle de cezanın alt sınırının on sekiz aya yükseltilmiş olması karşısında, suç tarihi itibariyle anılan maddede öngörülen hapis cezasının asgari haddinin "onsekiz ay" olduğu gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılarak eksik ceza tayini,
3- Sabıkası bulunmayan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunda, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının takdiren uygulanmasına yer olmadığına" denilerek yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
4-Sanığın ... tarihli duruşmadaki lehe hükümlerin uygulanması talebinin, TCK’nın 50. maddesindeki hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesini de kapsadığı gözetilerek, CMK’nın 230/1-d maddesi uyarınca, bu hususta kanuni dayanakları da gösterilerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,
5- Kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine, CMK"nın 325/1. ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.