Esas No: 2015/30685
Karar No: 2015/9217
Karar Tarihi: 24.12.2015
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/30685 Esas 2015/9217 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : KYB - 2015/364300
Ödeme şartını ihlâl suçundan sanık T.. D.."ın, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu"nun 340. maddesi uyarınca 1 ay tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair Çubuk İcra Geza Mahkemesinin 18/01/2013 tarihli ve 2012/125 esas, 2013/6 karar sayılı kararının infazı sırasında, hükümlü tarafından infazının denetimli serbestlik tedbiri hükümleri uygulanarak yapılmasına yönelik talepte bulunulması üzerine, talebin kabulü ile hükümlünün cezasının hak ederek salıverilme tarihi olan 30/03/2013 tarihine kadar denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına ilişkin Kahramanmaraş İnfaz Hâkimliğinin 01/03/2013 tarihli ve 2013/563-585 E.K. sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/03/2013 tarihli ve 2013/337 değişik iş sayılı kararına karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulması üzerine, söz konusu kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 04/07/2013 tarihli ve 2013/13525 esas, 2013/11321 karar sayılı kararını müteakip, Çubuk İcra Ceza Mahkemesinin 18/01/2013 tarihli ve 2012/125 esas, 2013/6 karar sayılı kararının infazı için Çubuk Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi üzerine daha önceki infaz işlemi yanlış da olsa infaz edilmiş olduğundan, eksik kalan cezanın infazının mükerrirliğe sebebiyet verebileceğinden bu konuda karar verilmesi talebine istinaden yapılan değerlendirme sonucunda, sanığın Çubuk İcra Ceza Mahkemesinin 18/01/2013 tarihli ve 2012/125 esas, 2013/6 karar ve Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 04/07/2013 tarihli ve 2013/13525 esas, 2013/11321 karar sayılı ilamları doğrultusunda infaz kurumunda geçirmediği sürenin tamamlattırılmasına dair Çubuk İcra Ceza Mahkemesinin 02/03/2015 tarihli ve 2012/125 esas, 2013/6 karar sayılı ek kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 02/11/2015 gün ve 70606 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/12/2015 gün ve KYB. 2015-364300 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Her ne kadar Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/09/2007 tarihli ve 2007/1-214-181 sayılı kararında belirtildiği üzere infaza ilişkin lehe oluşan hataların kazanılmış hakka konu olmayacağı, yine 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"a 6291 sayılı Kanun"un 1 ve 2. maddeleri ile eklenen geçici 3 ve 105/A maddeleri ile 6411 sayılı Kanun"un 13. maddesi ile eklenen geçici 4. maddesiyle getirilen, hükümlülerin cezalarının bir kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazı şeklindeki düzenlemenin hapis ve adlî para cezasına mahkûm olan hükümlüler yönünden uygulanması mümkün olduğu ve disiplin hapsi cezasını kapsamadığı anlaşılmakla birlikte, somut olayımızda sanık T.. D.."ın Çubuk İcra Ceza Mahkemesinin 18/01/2013 tarihli ve 2012/125 esas, 2013/6 sayılı ilamıyla 1 ay tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiği, söz konusu şahsın yakalanarak 28/02/2013 tarihinde Kahramanmaraş Açık Ceza İnfaz Kurumuna gönderildiği, hükümlünün infazı devam ederken talebi üzerine Kahramanmaraş İnfaz Hâkimliğinin 01/03/2013 tarihli ve 2013/563-585 sayılı ilamıyla denetimli serbestlik tedbir uygulanmak suretiyle infazına karar verilmesi nedeniyle hükümlünün 01/03/2013 tarihinde söz konusu cezaevinden tahliyesine karar verildiği, hükümlünün 04/03/2013 tarihinde Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurarak kalan cezasının denetimli serbestlik tedbiri olarak infazına başlandığı ve 30/03/2015 tarihinde tahliye edildiği, böylece hükümlü T.. D..’ın 1 aylık tazyik hapsi cezasının bir kısmı açık ceza infaz kurumunda kalan kısmı ise denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edildiği, bu esnada denetimli serbestlik tedbirine ilişkin Kahramanmaraş İnfaz Hâkimliğinin 01/03/2013 tarihli ve 2013/563-585 sayılı ilamının ise 5271 sayılı Kanun"un 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin yapılan başvuru sonucu Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 04/07/2013 tarihli ve 2013/13525 esas, 2013/11321 karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verildiği ve dosyanın mahalline gönderilmesini müteakip, Çubuk İcra Ceza Mahkemesinin 18/01/2013 tarihli ve 2012/125 esas, 2013/6 sayılı kararının infazı için Çubuk Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi üzerine daha önceki infaz işlemi yanlış da olsa infaz edilmiş olduğundan, eksik kalan cezanın infazının mükerrirliğe sebebiyet verebileceğinden bu konuda karar verilmesi talebine istinaden yapılan değerlendirme sonucunda, Çubuk İcra Ceza Mahkemesinin 02/03/2015 tarihli ve 2012/125 esas, 2013/6 sayılı ek kararıyla sanığın Çubuk İcra Ceza Mahkemesinin 18/01/2013 tarihli ve 2012/125 esas, 2013/6 karar ve Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 04/07/2013 tarihli ve 2013/13525 esas, 2013/11321 karar sayılı ilamları doğrultusunda infaz kurumunda geçirmediği sürenin tamamlattırılmasına karar verildiği, 5275 sayılı Kanun"un “Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazı” başlıklı 105/A maddesinde, denetimli serbestlik tedbirinin bir infaz biçimi olarak düzenlendiği de gözetildiğinde, hükümlü hakkındaki cezanın denetimli serbestlik suretiyle de olsa infaz edildiği, infaz kurumunda geçirmediği sürenin tamamlattırılmasına karar verilmesi halinde cezanın mükerrer infaza yol açacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 354/2. maddesinin “İcra mahkemesinin bu Bap hükümlerine göre verdiği tazyik veya disiplin hapsine ilişkin karar, kesinleştiği tarihten itibaren iki yıl geçtikten sonra yerine getirilmez.” hükmü gereğince sanık hakkında verilen tazyik hapsinin kesinleşmesinden itibaren 2 yıllık sürenin geçmesi ile zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilerek yapılan incelemede;
01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun "Tanımlar" başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının (l) bendindeki; "l) Disiplin hapsi: Kısmî bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, önödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adlî sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapsi, İfade eder." hükmü ve Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük"ün disiplin hapsi ve tazyik hapsi kararlarının infazını düzenleyen 193. maddesindeki "......(2) Tazyik hapsi kararlarının Cumhuriyet başsavcılığınca infazında aşağıdaki esas ve usuller uygulanır;.....c) Kanun hükümlerine göre tazyik hapsi kararı kaldırılmadığı sürece, kurumda yerine getirilir. (3) Disiplin hapsi ve tazyik hapsi kararları için kurumda ayrı bir kayıt tutulur.(4) Disiplin hapsi ve tazyik hapsi kararları, tekerrüre esas olmaz, koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz ve adlî sicil kayıtlarına işlenmez." hükmü karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 14/11/2006 tarih 2006/16.HD-220 Esas 2006/231 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, tazyik hapsi yaptırımının amacının kişinin yükümlülüğünü yerine getirmesini sağlamak olduğu ve kişinin kendisinden beklenen yükümlülüğü yerine getirdiği takdirde de serbest kalacağı gözetilerek, hükümlü hakkında, 5275 sayılı Kanun"a 6291 sayılı Kanun"un 1 ve 2. maddeleri ile eklenen geçici 3 ve 105/A maddeleri ile 6411 sayılı Kanun"un 13. maddesi ile eklenen geçici 4. maddesi uyarınca tayin edilen tazyik hapsi cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazı olanaklı değildir.
Açıklanan nedenlerle, Çubuk İcra Ceza Mahkemesinin 02/03/2015 tarihli ve 2012/125 esas, 2013/6 karar sayılı ek kararı yerinde görüldüğünden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 24/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.