19. Ceza Dairesi 2015/19442 E. , 2015/9209 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : KYB - 2015/341496
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"na muhalefet suçundan sanık H.. B..’ın, anılan Kanun"un 63/10 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52/2. maddeleri uyarınca 1.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/02/2015 tarihli ve 2014/190 esas, 2015/105 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 29/09/2015 gün ve 62192 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/10/2015 gün ve KYB.2015-246341 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63/10. maddesinde yer alan "Bu Kanunun 56 ncı maddesinin birinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket edenler bin günden beş bin güne kadar; ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına aykırı hareket ederek bu işi bizzat yapanlar elli günden yüz güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.”, 5237 sayılı Kanun"un 75/1-2-3. maddelerinde yer alan “(1) Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı üç ayı aşmayan suçların faili; a) Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını, b) Hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için yirmi Türk Lirası üzerinden bulunacak miktarı, c) Hapis cezası ile birlikte adlî para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın (b) bendine göre belirlenecek miktar ile adlî para cezasının aşağı sınırını. Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz. (2) Özel kanun hükümleri gereğince işin doğrudan mahkemeye intikal etmesi hâlinde de fail, hâkim tarafından yapılacak bildirim üzerine birinci fıkra hükümlerine göre saptanacak miktardaki parayı yargılama giderleriyle birlikte ödediğinde kamu davası düşer.” şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, sanığa 08/05/2014 tarihli celsede toplam 1.009,00 Türk lirası adli para cezasını 10 günlük sürede ödemesi için mehil verildiği, sanığın 12/05/2014 tarihinde mahkemece belirlenen miktarı Vergi Dairesine yatırdığı ve buna ilişkin makbuzun dosyaya ibraz edildiğinin anlaşılması karşısında sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/02/2015 tarihli ve 2014/190 esas, 2015/105 sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, karardaki hukuka aykırılık sanık H.. B.. hakkındaki kamu davasının düşürülmesini gerektirmekle sanık hakkında açılan kamu davasının önödeme nedeniyle TCK’nın 75. maddesi ve CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, sanık hakkında verilen cezanın çektirilmemesine, 24/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.