213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/14675 Esas 2015/8672 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/14675
Karar No: 2015/8672
Karar Tarihi: 16.12.2015

213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/14675 Esas 2015/8672 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Gölbaşı (Ankara) 1. Asliye Ceza Mahkemesi, 213 sayılı Kanuna Aykırılık suçu nedeniyle sanığa verilen kısa süreli hapis cezasını erteledi. Ancak, TCK'nın 53/4. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilemeyeceği göz önüne alınmadığından hükmün bozulmasına karar verildi. Mahkeme kararı, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca düzeltilebilir nitelikte olduğundan TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımların hükümden çıkarılması gerektiği belirtildi. Kararda geçen kanun maddeleri TCK'nın 213, 53/1 ve 53/4 maddeleridir.
19. Ceza Dairesi         2015/14675 E.  ,  2015/8672 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 11 - 2011/361079
MAHKEMESİ : Gölbaşı(Ankara) 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/05/2011
NUMARASI : 2009/235 (E) ve 2011/168 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Her ne kadar, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK"nın 231/6-c maddesinde işaret olunan zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmemek suçunda somut bir zarardan söz edilemeyeceği, sanığın adli sicil kaydındaki hükümlülüklerinin silinme koşulları oluştuğu anlaşılmakta ise de, mahkemece bu konuda yalnızca katılan kurumun zararının giderilmemesine dayanılmayıp, adli sicil kayıtlarından anlaşılan kişiliğine de atıf yapılmak suretiyle, “kişiliğine ve geçmiş sabıkalı hali” gerekçesiyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği cihetle mahkemenin kararında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, gerekçeli karar başlığında suç tarihinin hatalı yazımı mahallinde giderilebilir eksiklik olarak kabul edilmiştir.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun"da öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, TCK"nın 53/4. maddesi uyarınca aynı maddenin birinci fıkrasındaki hak yoksunluklarına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; tebliğnameye aykırı olarak, “TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın hükümden çıkarılması” biçiminde DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün bu bağlamda ONANMASINA, 16.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








Hemen Ara