213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/21025 Esas 2015/8642 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/21025
Karar No: 2015/8642
Karar Tarihi: 16.12.2015

213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/21025 Esas 2015/8642 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bakırköy 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, bir şirketin vergi inceleme raporunda defter ve belgeleri ibraz etmeyerek vergi kaçırdığı iddiasıyla suçlu bulunan sanığın temyiz başvurusu incelendi. Yargıtay 19. Ceza Dairesi, sanığın suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilmeden mahkumiyetine karar verildiğine hükmetti. Ayrıca, zarar koşulunun bu suçta dikkate alınması gerekmeyeceği belirtildi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının da mümkün olmadığı vurgulandı. Kanuna aykırı bulunan hüküm bozuldu ve dosya yeniden incelenmek üzere hüküm mahkemesine gönderildi. Söz konusu kanun maddeleri 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 139/2. maddesi ve 5271 Sayılı CMK'nın 231/6-c maddesi ve bendidir.
19. Ceza Dairesi         2015/21025 E.  ,  2015/8642 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 11 - 2013/38103
MAHKEMESİ : Bakırköy 16. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/11/2012
NUMARASI : 2010/706 (E) ve 2012/1048 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Dosyada mevcut vergi suçu ve vergi inceleme raporlarında sanığın yetkilisi olduğu şirketin, faaliyetine devam ettiğinin belirtilmesi, defter ve belgelerin ibrazı için çıkartılan yazının işyeri adresinde çalışana tebliğ edilmiş olması sebebiyle faaliyetini sürdürdüğü anlaşılan sanığa 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 139/2. maddesinde öngörülen istisnalardan birinin varlığı önceden belirlenmeden yapılan tebligatın hukuki geçerliliği bulunmadığı gibi defter ve belgeleri ibraz etmemek suçunun, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluşacağı, ancak dosyada bulunan vergi suçu raporunda, istenilen defterlerin tasdik bilgisine rastlanılmadığının belirtilmesi karşısında; yüklenen suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabule göre ise;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında katılan kurumun zararının giderilmediğinden bahisle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak hükmün BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara