15. Ceza Dairesi 2014/6129 E. , 2016/8220 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat
Dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
...Tic. Ltd. Şti. %90 hissedarı katılanın,kardeşi olan sanığa şirket adına işlem yapması için vekalet verdiği ancak .... Noterliğinin 31/03/2008 gün ve... yevmiye nolu azillamesiyle vekaletten azlettiği,vekaletten azlettikten sonra sanığın, tanıdığı olan sanık ...’a şirket adına düzenlediği 200.000 TL’lik bonoyu verdiği, şirketten alacağı olmadığı halde sanık ...’ın senedi icraya koyduğu ve şirkette %5 hissesi olan sanık ..."a ödeme emrini tebliğ ettirip katılanın borca itiraz etmesini engeleyip takibi kesinleştirdikleri iddia edilen olayda; sanık ..."in araç alımı nedeniyle senedin verildiğini ve senedi ileri tarihli olarak vekalet azledilmeden önce düzenlediğine dair savunmaları ve katılanın hissedarı olduğu şirketin sanık ..."a herhangi bir borcu olmadığını,sanık ... ...’ın işçi olarak çalıştığı ve kardeşi olan sanık ..." i azlettikten sonra sanık ...’ın senedi düzenlediğini ifade etmesi karşısında gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; suça konu senedin, hangi borç ilişkisine istinaden hangi zaman aralığında düzenlendiğinin kesin olarak tespit edilerek sonucunda; senet gerçek bir borç ilişkisine dayanılarak vekalet süresi içerisinde verilmiş ise eylemin suç oluşturmayacağı, ancak borç ilişkisinin olmadığının tespit edilmesi halinde; senedin sanık ... tarafından azilden önce verilmiş ise sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı ...nın 155/2,37 maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu ve bu suça iştiraki, şayet borç ilişkisi olmadan ve azilden sonra senedin düzenlendiği tespit edildiği takdirde de sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı ...nın 158/1-d, 35,37 maddesinde düzenlenen kamu kurumunun vasıta olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçuna teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeyen hükümlerin BOZULMASINA, 01/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.