Esas No: 2018/4802
Karar No: 2021/4635
2911 Sayılı Kanuna muhalefet - Görevi yaptırmamak için Direnme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/4802 Esas 2021/4635 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç :2911 Sayılı Kanuna muhalefet, Görevi yaptırmamak için Direnme
Hüküm :Tüm suçlardan CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Temyizin kapsamına göre vekalet ücretiyle sınırlı olarak ve dosya içerisinde vekaletnamesi bulunmadığından sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik olmadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13’üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanıklar yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir” biçimindeki düzenleme ile Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16.10.1978 tarih ve 2/324-350 sayılı kararında belirtildiği üzere; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin, vekalet ücretinin tayininde esas ilke olarak sanıkların adedi ya da sanığın birden çok
suç işlemiş olmasını değil, usulünce açılan ve avukat tarafından takip edilen davaların adedini esas aldığı ve taraflara yükletilecek avukatlık parasının her dava için ayrı ayrı tayinini öngördüğü, buna göre, ayrı ayrı dava açılmadıkça ücreti vekaletin de ayrı ayrı tayin ve takdiri mümkün bulunmamaktadır. Bu açıklamalar ışığında;
Kendilerini aynı vekille temsil ettiren ve beraatlerine hükmolunan sanıkların yararına olmak üzere tek maktu vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına “Beraat eden sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..."nın kendilerini vekaletnameli müdafii ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.500,00-TL vekalet ücretinin Hazineden alınarak sanıklara verilmesine,” ile “Beraat eden sanık ..."in kendisini vekaletnameli müdafii ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.500,00-TL vekalet ücretinin Hazineden alınarak sanığa verilmesine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30.06.2021 tarihinde vekalet ücretine dair sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafiinin temyiz itirazları bakımından ..."ın muhalefeti ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Adana 16. Asliye Ceza Mahkemesinde sanıklar hakkında 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan yapılan yargılama sonucunda sanıkların beraatlerine karar verildiği ve sanıklar müdafileri tarafından temyiz edildiği dosyanın Dairemize gönderildiği;
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda " Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13’üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanıklar yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir” biçimindeki düzenleme ile Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16.10.1978 tarih ve 2/324-350 sayılı kararında belirtildiği üzere; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin, vekalet ücretinin tayininde esas ilke olarak sanıkların adedi ya da sanığın birden çok suç işlemiş olmasını değil, usulünce açılan ve avukat tarafından takip edilen davaların adedini esas aldığı ve taraflara
yükletilecek avukatlık parasının her dava için ayrı ayrı tayinini öngördüğü, buna göre, ayrı ayrı dava açılmadıkça ücreti vekaletin de ayrı ayrı tayin ve takdiri mümkün bulunmamaktadır. Bu açıklamalar ışığında;
Kendilerini aynı vekille temsil ettiren ve beraatlerine hükmolunan sanıkların yararına olmak üzere tek maktu vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, " gerekçeleriyle kararın düzeltilerek onanmasına karar verildiği
Çoğunlukla aramızdaki hukuki uyuşmazlık;
Çoğunlukla aramızdaki hukuki uyuşmazlık konusu birden fazla sanığın kendisini aynı avukatla temsil ettirmesi durumunda beraat eden sanıklar hakkında mahkemelerce kurulacak hükümde sanıklar lehine tek vekalet ücretine mi yoksa birden fazla vekalet ücretine mi hükmedileceği, bir başka anlatımla bu durumda;
"Birden fazla sanık hakkında mahkemelerce beraat kararı verilmesi halinde, hükmedecek vekalet ücretinin her sanık için ayrı ayrı mı yoksa tüm sanıklar için tek bir vekalet ücreti mi olacağı" hususu konusundadır.
Uyuşmazlık konusunun çözümünde, "davasız yargılama olmaz", "ceza sorumluluğunun şahsiliği" ve "cezaların bireyselleştirilmesi" ilkeleri gereğince ceza yargılama süreci, kural olarak her sanık yönünde ayrı ayrı yürütülen bir süreç olduğu gerçeği dikkate alınarak bu muhalefet şerhi yazılmıştır.
Ceza Muhakemesi süreci, suç şüphesiyle birlikte başlayan maddi gerçeğe ulaşmak amacıyla yürütülen, sanığın eylemlerini kanunda öngörülen şartlarda yapılacak soruşturma ve kovuşturma işlemleriyle birlikte değerlendiren ceza normunda öngörülen suçun oluşup oluşmadığını ortaya çıkaran yargı organı eliyle kanunda öngörülen hükmün verilmesiyle sonuçlanan bir süreçtir. Ceza muhakemesinin temel sujeleri hakim (Mahkeme) iddia makamı savunma makamından oluşmaktadır. Ancak "davasız yargılama olmaz" kuralı gereğince ceza yargılamasında sanık iddia makamı ve yargıç yargılamanın saç ayağını oluşturan olmazsa olmaz temel unsurlardır. Davasız yargılama olmaz prensibinin sonucu her sanık için ayrı bir dava söz konusudur. İster davalar birlikte açılsın ister ayrı ayrı açılsın esasında her sanık için ayrı bir kamu davası açılmazsa davanın görülmesi söz konusu olamaz. Zira CMK 225/1. maddesinde" hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilir." uygulamada davasız yargılama olmaz kuralı gereğince hakkında kamu davası açılmayan sanık hakkında yargılama da yapılmaz. Diğer bir deyişle eğer sanık yoksa dava da yoktur.
Yargıtay davasız yargılama olmaz ilkesini mutlak olarak benimsemiştir. Bu ilkenin sonucu olarak; mahkeme ya da yargıç ancak hangi sanık ve hangi fiilden dolayı dava açılmış ise, o sanık ve o sanığın fiili için yargılama yapacaktır. (CMUK 150, CMK 225)
Yasal Düzenlemeler
Yargılama Giderleri
-CMK 324 (1)Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir.
(2) Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.
....
Beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi halinde gider
CMK 327- (1) Hakkında beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen kişi sadece kendi kusurundan ileri gelen giderleri ödemeye mahkum edilir.
(2) Bu kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderler, Devlet Hazinesince üstlenilir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu
Avukatlık sözleşmesinin kapsamı
A.K. Madde 163/1; "Avukatlık sözleşmesi serbestçe düzenleri. Avukatlık sözleşmesinin belli bir hukuki yardımı ve mablağı yahut değeri kapsaması gerekir. Yazılı olmayan anlaşmalar, genel hükümlere göre ispatlanır. Yasaya aykırı olmayan şarta bağlı sözleşmeler geçerlidir..."
Avukatlık Ücreti
A. K. Madde 164/1 "Avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder..."
Avukatlık Ücret Tarifesinin Hazırlanması
A. K. Madde 168 "Baronun yönetim kurulları, her yıl Eylül ayı içerisinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösteren birer tarife hazırlayarak Türkiye Barolar Birliğine gönderirler.
"Yargı mercilerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin miktarı"
A.K. Madde 169 "Yargı mercilerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamaz" hükümlerini içermektedir.
Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri
-31.12.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 2015 yılı için yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "Ceza Davalarında ücret" başlıklı 14/5. maddesi;
Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir."şeklinde iken;
- 21 Aralık 2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 2016 yılı için yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "ceza davalarında ücret" başlıklı 14/4. maddesi;
Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir. Beraat eden sanıklar birden fazla ise beraat sebebi ortak olan sanıklar müdafii lehine tek, beraat sebebi ayrı olan sanıklar müdafii lehine ise ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur."
-2017, 2018 , 2019 ve 2020 yılları için yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifelerinin "Ceza Davalarında ücret" başlıklı 14/4. maddeleri;
"Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir."
Yukarıda sözü edilen ve 2014-2019 yılları arası yürürlükte bulunan tarifelerin "genel hükümler" başlığı altında düzenlenen "Avukatlık ücretinin aidiyeti, sınırları ve
ortak veya değişik sebeple davanın reddinde davalıların avukatlık ücreti" başlıklı 3. maddeleri;
Yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, ekli tarifede yazılı miktardan av vey ü katından çok olamaz. Bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresi göz önünde tutulur."
-Yine 2014-2019 yılları arası yürürlükte bulunan tarifelerde ortak ve aynı şekilde düzenlenen "Karşılık davada, davaların birleştirilmesinde ve ayrılmasında ücret" başlıklı 8. maddeleri;
Bir davanın takibi sırasında karşılık dava açılması, başka bir davanın bu davayla birleştirilmesi veya davaların ayrılması durumunda, her dava için ayrı ücrete hükmolunur." Düzenlemelerini içermektedir.
02.03.2007 tarihli 26450 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin, "Ödemeye ilişkin esaslar" başlıklı 10/4. maddesi;
-Aralarında menfaat çatışması bulunmayan birden fazla şüpheli, sanık, mağdur, şikayetçi, suçtan zarar gören veya katılan için görevlendirilen aynı müdafi ya da vekile bu kişilerin her biri için ayrı ücret ödenir." düzenlenmesini içermektedir.
Uyuşmazlığa konu olan aynı dosyada bulunan birden fazla sanığın tek avukatla temsil edilmesi ve dava sonunda tüm sanıkların beraat edilmesi halinde hazine tarafından tek vekalet ücreti mi beraat eden sanık sayısı kadar mı ödeneceği konusunda söz konusu olan vekalet ücretinin niteliği konusunda bir değerlendirme yapılması gerekir.
Sui generis bir niteliğe haiz olan "avukatlık ücreti" temelde iki ayrı kategoriden oluşmaktadır. Birinci kategori, avukat ile müvekkili arasında (Avukatlık Kanunundaki sınırlar dahilinde) serbest irade ile kararlaştırılan ve avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan avukatlık ücreti iken; diğeri ise "avukatlık asgari ücret tarifesine göre yargılama gideri olarak mahkeme tarafından davayı kaybeden karşı tarafa yükletilmesi gereken ücrettir. Olayımızda söz konusu olan avukatlık ücreti, yargılama gideri olarak Hazineye yükletilecek olanıdır. (Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/33104 sayılı kararın muhalefet şerhi)
Vekalet sözleşmesinde ücrete konu edilen hizmet, vekalet hizmetinin hukuki yardımın veya çabanın bizatihi kendisidir kendisini vekille temsil ettiren taraf lehine karşı tarafa yükletilecek " yasal vekalet ücreti" ise vekil nedeniyle avukatı arasındaki sözleşme ilişkisinden farklı olarak haksız yere dava açılmasına ve yürütülmesine sebebiyet veren kişiler aleyhine düzenlenen bir ücrettir beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına hazine aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilir.
Yasal düzenlemelerle bu konuda açık bir hüküm yoktur. Yargıtay İçtihatlarında dahi bu konuda yeknesak bir uygulama bulunmamaktadır.
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/33104 esas nolu kararında "Kanun koyucu, beraat eden sanığın ödemek zorunda kaldığı yargılama giderlerinin Devlet Hazinesinden karşılanması kuralıyla, Avukatlık Kanunu ve AAÜT hükümlerine göre
hükmedilecek olan yasal vekalet ücretinin, avukatla vekil eden arasında yapılan sözleşmede kararlaştırılan miktar ne olursa olsun, mahkemece beraat eden sanık lehine hükmedilerek miktarın Devlet Hazinesince karşılanmasını amaçlamıştır. Avukatlık Kanununun 169. Maddesinde mahkemelerce hükmedilecek vekalet ücreti miktarının, avukatın emeği ve benzeri hususlar göz önünde bulundurularak, AAÜT"de öngörülecek miktardan az ve üç katından fazla olamayacağı ilkesi benimsenmiş ise de; hemen hemen tüm avukatlık asgari ücret tarifelerinde "ceza davalarında ücret" ortak başlığı altında "maktu" olarak belirlendiği, yani sanık sayısına göre hükmedilecek vekalet ücretinde mahkemelerin bir takdir yetkisi de kullanamayacağı görülmektedir.
Çözümü gereken uyuşmazlıkta, ceza muhakemesinde kendisini, en az bir özel müdafi ile kurduğu sözleşme (vekalet) ilişkisi çerçevesinde temsil ettiren ve aldığı avukatlık (savunma) hizmetinin bedelini, özel hukuk kurallarına göre ödemekle yükümlü olan kişi beraat eden sanıktır. Bu nedenle sanık kendisini kaç avukatla ve ne kadar ücretle temsil ettirirse ettirsin bir sanık lehine tek bir (maktu) avukatlık vekalet ücretine hükmedilecektir.
Birden fazla sanık hakkında mahkemelerce beraat kararı verilmesi halinde, hükmedilecek vekalet ücretinin her sanık için ayrı ayrı mı yoksa tüm sanıklar için tek bir vekalet ücreti mi olacağı hususuna gelince;
Ceza ve ceza muhakemesi hukukuna hakim olan "ceza sorumluluğunun şahsiliği ve " cezaların bireyselleştirilmesi" ilkeleri çerçevesinde, ceza muhakemesi süreci, kural olarak her sanık yönünden ayrı ayrı yürütülen bir süreçtir. İster bağlantı sebebiyle ister iştirak halinde işlenen suçlar sebebiyle birlikte görülen çok sanıklı bir ceza davasında, her sanığın ifadesinin ayrı ayrı alınması, her sanığın suç oluşturan eyleminin ve her sanık hakkında toplanan delillerin ayrı ayrı değerlendirilmesi, her sanığın neden beraat ettiğinin gerekçesinin ayrı ayrı yazılması ve koşulları varsa her sanık için ayrı ayrı beraat hükmü kurulması gerekecektir. Dolayısıyla avukatlık (savunma) hizmeti ne şekilde yerine getirilirse getirilsin, kural olarak sanıkların eylemleri arasındaki objektif farklılıklar (asıl fail azmettiren vb.) veya sanıkların sahip oldukları sübjektif özellikler (yaş küçüklüğü vb.) bakımından müdafilik görevinin her bir sanık için ayrı ayrı yürütülmesi gerekeceği tartışmasızdır.
O halde, birden fazla sanığın tek bir müdafi tarafından temsil edilmesi halinde, her sanık için ayrı bir savunma hizmeti gerçekleştirileceği, tüm sanıkların müdafisi aynı olsa dahi sanıklar müdafinin; tüm sanıklarla ayrı ayrı görüşüp gerek eylemlerini gerekse kişisel durumlarını, dava dosyasındaki delilleri her sanık açısından ayrı ayrı araştırmak zorunda olacağı, öte yandan Avukatlık Kanununa göre müdafinin görevini yerine getirmesi sırasında sanık konumundaki müvekkilleri arasında menfaat çatışması kriterini de göz önüne alarak görevini her sanık için ayrı ayrı dikkat ve özen göstererek yerine getirmesinin zorunlu olacağı, sanıkların ise müdafinden kendi savunmalarını ayrı bir özen göstererek yapmasını bekleyecekleri, her sanığın müdafine ayrı ayrı sözleşme gereği avukatlık ücreti ödemiş veya ödemekle yükümlü olacağı, netice itibariyle mahkemelerce beraat eden sanık için hükmedilecek maktu vekalet ücretinin "sanık lehine" hükmedileceğinin mevzuatta açıkça düzenlenmiş olması göz önüne alındığında;
Bir ceza dava dosyasında birden fazla sanık hakkında beraat hükmü verilmesi halinde; her bir sanığın, hakkında yürütülen kamu davasının açılmasında kendi kusurunun olmaması şartıyla ve yukarıda açıklanan temel ilkeler çerçevesinde, tek bir avukatla temsil edilseler dahi mahkemece sanıklar lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"de yazılı maktu vekalet ücreti miktarınca her sanık için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.)
Yargıtay 19. Ceza Dairesi sonuç olarak; birden fazla sanık hakkında açılan kamu davalarının; ceza davasında birlikte görülmesi sırasında kendisini özel bir müdafiyle temsil ettiren sanıklar hakkında beraat hükmü verilmesi halinde, sanıkların haklarında kamu davası açılmasına sebebiyet verecek derecede kusuru olmaması şartıyla her sanık için ayrı ayrı ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinde belirtilen miktarda maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine karar vermiştir.
Yargıtay Ceza Genel kurulunun Dairemizce çoğunlukla benimsenen ve karara gerekçe yapılan; 16.10.1978 tarih ve 2/324-350 sayılı kararında belirtildiği üzere Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin, vekalet ücretinin tayininde esas ile olarak sanıkların adedi ya da sanığın birden çok suç işlemiş olmasını değil, usulünce açılan ve avukat tarafından takip edilen davaların adedini esas aldığı ve taraflara yükletilecek avukatlık ücretinin her dava için ayrı ayrı tayinini öngördüğü buna göre, ayrı ayrı dava açılmadıkça ücreti vekaletin de ayrı ayrı tayin ve takdiri mümkün bulunmadığı... Şeklindeki kararında ve yine Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.03.2021 tarihli 2021/11 Esas sayılı kararında da esas itibariyle daha önceki Ceza Genel Kurulu kararı benimsendiği ayrık olarak Avukatlık Kanunun 169. maddesinde yer alan "Yargı mercilerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamaz" hükmü gereğince temsil edilen sanık sayısının fazlalığı, sarf edilen emek göz önüne alınarak asgari vekalet ücretinin hakkaniyete uygun bir şekilde 3 misline kadar yükseltilebileceğine karar verilmesi gerektiği düşüncesini benimsediği,
Dairemizce çoğunluk olarak kabul edilen kararın gerekçesinde; "...Yargıtay Ceza Genel kurulunun 16.10.1978 tarih ve 2/324-350 sayılı kararında belirtildiği üzere Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin, vekalet ücretinin tayininde esas ile olarak sanıkların adedi ya da sanığın birden çok suç işlemiş olmasını değil, usulünce açılan ve avukat tarafından takip edilen davaların adedini esas aldığı ve taraflara yükletilecek avukatlık ücretinin her dava için ayrı ayrı tayinini öngördüğü buna göre, ayrı ayrı dava açılmadıkça ücreti vekaletin de ayrı ayrı tayin ve takdiri mümkün bulunmadığı hususları nazara alındığında kendilerini aynı müdafii ile temsil ettiren ve beraat eden sanıklar için maktu vekalet ücretinin tayin edilmesi gerektiği..." gerekçesiyle yerel mahkeme kararının hukuka uygun olduğu kabul edilmiştir.
Gerek Ceza Genel Kurulu kararında gerekse Dairemizce benimsenen kararda "usulünce açılan ve avukat tarafından takip edilen davaların adedini esas aldığı ve taraflara yükletilecek avukatlık ücretinin her dava için ayrı ayrı tayinini öngördüğü buna göre ayrı ayrı dava açılmadıkça ücreti vekaletin de ayrı ayrı tayin ve takdiri mümkün bulunmadığı" gerekçesini hukuksal olarak değerlendirdiğimizde "dava
adedi", "ücretinin her dava için ayrı ayrı tayini" ve "ayrı ayrı dava açılmadıkça" kavramlarını "davasız yargılama olmaz" kuralını düzenleyen CMK 225/1. maddesinde "hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilir." hükmü göz önüne alındığında yukarıdaki kavramları değerlendirirsek ceza yargılama süreci kural olarak her sanık yönünden ayrı ayrı yürütülen bir süreçtir. Her sanık için dava açılmadıkça hakimin davaya bakmasının mümkün olmadığı, hakkında kamu davası açılmayan sanık hakkında yargılama da yapılamaz bilinen bir gerçektir.
Bu durumda;
Dairemiz Ceza Genel Kurulu kararlarından esas aldığı dava sayısı kavramından ne anlaşılması gerektiği konusu esas uyuşmazlık konusunu oluşturmaktadır. Bir dosyada birden fazla sanık hakkında dava açılması durumunda tek davadan mı yoksa sanık sayısı kadar davadan mı bahsedilir diğer bir deyişle davanın tekliği ile dosyanın tekliği kavramları farklı kullanılmaları gereken kavramlar olmasına rağmen aynı anlamda kullanılması sonucu yanlış hukuksal sonuca mı varıldığı noktasında değerlendirme yapmak gerekmektedir. Dairemizin kararlarında ve Ceza Genel Kurulu kararında yer alan "ayrı ayrı dava açılmadıkça", "ücretinin her dava için ayrı ayrı tayini" kavramları birlikte açılan davaların aynı dosyada olmasıyla; dosyanın tekliği davanın tekliği olarak görüldüğü, oysa ki davasız yargılama olmaz kuralı gereğince bir dosyada her sanık için ayrı ayrı dava açıldığı, dolayısıyla Ceza Genel Kurulunun kararın gerekçesinde yer alan "ayrı ayrı dava açılmadıkça" şartının gerçekleştiği, dosyanın tekliği davanın tekliği anlamına gelmediği, ister davalar birlikte açılsın ister ayrı açılsın, esasında her sanık için ayrı bir kamu davası açılmazsa davanın görülmesi söz konusu olamaz. Davasız yargılama olmaz prensibinin sonucu her sanık için ayrı bir dava söz konusudur.
5271 sayılı CMK"nın "Yargılama Giderleri" başlığı altındaki 324 ve devamı maddeleri gereğince; "... Tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri yargılama gideri sayılır", "hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilmek zorundadır", "bu bağlamda iki taraftan birinin diğerine ödemesi gereken paranın miktarı da hükümde açıkça belirtilmelidir."
1136 sayılı Avukatlık Kanununun "avukatlık ücretini düzenleyen 164. maddesi ile "avukatlık ücret tarifesini düzenleyen 168. maddesinin de içinde yer aldığı "avukatlık sözleşmesi" ve yine bu konuda ki 163 ile 175 maddeleri arasındaki yer alan düzenlemeler birlikte irdelendiğinde ücretin belirlenmesindeki temel ölçütün dava olduğu; "katılan sayısı veya sanığa isnat edilen suç sayısı" olmadığı, uygulamada dava sayısı ile kast edileni tek dosyada yürütülen yargılama olarak kabul edildiği oysa ki "davanın tekliği" ile "dosyanın tekliği" farklı kavramlar olduğu davasız yargılama olmaz kuralını düzenleyen" CMK 225/1. maddesinde" hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilir." kuralı gereğince her sanık hakkında ayrı dava açılması zorunluluğu nedeniyle kaç sanık varsa o kadar dava vardır.
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/33104 esas nolu kararında belirtildiği gibi;
"Birden fazla sanık hakkında mahkemelerce beraat kararı verilmesi halinde, hükmedilecek vekalet ücretinin her sanık için ayrı ayrı mı yoksa tüm sanıklar için tek bir vekalet ücreti mi olacağı hususuna gelince;
Ceza ve ceza muhakemesi hukukuna hakim olan "ceza sorumluluğunun şahsiliği ve " cezaların bireyselleştirilmesi" ilkeleri çerçevesinde, ceza muhakemesi süreci, kural olarak her sanık yönünden ayrı ayrı yürütülen bir süreçtir. İster bağlantı sebebiyle ister iştirak halinde işlenen suçlar sebebiyle birlikte görülen çok sanıklı bir ceza davasında, her sanığın ifadesinin ayrı ayrı alınması, her sanığın suç oluşturan eyleminin ve her sanık hakkında toplanan delillerin ayrı ayrı değerlendirilmesi, her sanığın neden beraat ettiğinin gerekçesinin ayrı ayrı yazılması ve koşulları varsa her sanık için ayrı ayrı beraat hükmü kurulması gerekecektir....
O halde, birden fazla sanığın tek bir müdafi tarafından temsil edilmesi halinde, her sanık için ayrı bir savunma hizmeti gerçekleştirileceği, tüm sanıkların müdafisi aynı olsa dahi sanıklar müdafinin; tüm sanıklarla ayrı ayrı görüşüp gerek eylemlerini gerekse kişisel durumlarını, dava dosyasındaki delilleri her sanık açısından ayrı ayrı araştırmak zorunda olacağı, öte yandan Avukatlık Kanununa göre müdafinin görevini yerine getirmesi sırasında sanık konumundaki müvekkilleri arasında menfaat çatışması kriterini de göz önüne alarak görevini her sanık için ayrı ayrı dikkat ve özen göstererek yerine getirmesinin zorunlu olacağı, sanıkların ise müdafinden kendi savunmalarını ayrı bir özen göstererek yapmasını bekleyecekleri, her sanığın müdafine ayrı ayrı sözleşme gereği avukatlık ücreti ödemiş veya ödemekle yükümlü olacağı, netice itibariyle mahkemelerce beraat eden sanık için hükmedilecek maktu vekalet ücretinin "sanık lehine" hükmedileceğinin mevzuatta açıkça düzenlenmiş olması göz önüne alındığında;
Bir ceza dava dosyasında birden fazla sanık hakkında beraat hükmü verilmesi halinde; her bir sanığın, hakkında yürütülen kamu davasının açılmasında kendi kusurunun olmaması şartıyla ve yukarıda açıklanan temel ilkeler çerçevesinde, tek bir avukatla temsil edilseler dahi mahkemece sanıklar lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"de yazılı maktu vekalet ücreti miktarınca her sanık için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği" gerekçeleri tarafımızca ileri sürülen davasız yargılama olmaz kuralı gereğince her sanık için ayrı ayrı dava açılıp yürütülmesi gerektiği yönündeki düşünce ve gerekçeleri birlikte değerlendirildiğinde çoğunluk görüşüne katılmadığımızı bir dosyada bir avukatla temsil edilen sanıklar için ayrı ayrı AAÜT"de yazılı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği,
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.03.2021 tarih ve 2021/11 sayılı kararında belirtildiği şekilde Avukatlık Kanununun 169. maddesine göre "yargı mercilerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamaz." kuralı gereğince dosyada bulunan sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... olmak üzere 9 sanığın tek avukatla temsil edildiği, sanık ..."in ise ayrı bir avukatla temsil edildiği sanıklar ..., ..., ..., ...,
..., ..., ..., ..., ..."nın lehine tek vekalet ücretinin belirlenmesi hak ve nesafet kurallarına ve Avukatlık Kanunu 169. maddelerine aykırı olduğu davada sanıklar lehine bu durumda tek vekalet ücreti belirlenmesi halinde avukatlık ücretinin avukatlık Kanununun 169. maddesinde ifade edildiği gibi sanık sayısının fazlalığının avukatın davada gösterdiği emek ve çaba düzeyini arttırmasından dolayı tarifede yer alan asgari ücret halin icabına göre hakkaniyete uygun bir şekilde üç misline kadar yükseltilmesi gerektiği kanaatiyle ve yukarıda belirtilen diğer sebeplerle çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiştir. Anılan sebeplerle kararın BOZULMASINA karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiştir.