Esas No: 2021/3876
Karar No: 2021/6505
Karar Tarihi: 14.06.2021
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/3876 Esas 2021/6505 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 16/07/2013 tarihinde ... Köyünde 59/60 numaralı orman bölmesinde elektrik direğinden kıvılcım çıkması nedeni ile yangın başladığını, yangının bir uçak, iki helikopter, on bir arazöz, iki dozer ve yer ekibi ile söndürüldüğünü, davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek; şimdilik, 120.730.07-TL"nin olay tarihinden yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; meydana gelen yangında sorumluluğunun olmadığını, davacı kurumun yangının çıkmasında ve gerekse yayılmasında ve söndürülmesinde kusur ve ihmalinin bulunduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; somut olayda ispat yükünün davacıda olduğu yaptırılan incelemeler sonucu yangının kesin sebebinin tahminden öteye gidemediği gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz 16/09/2019 Tarih ve 2016/22743 esas, 2019/6684 karar sayılı ilamı ile “...Dosyada yeralan 16/07/2013 tarihli suç tutanağında elektrik direğinin yanında yeralan kuru otların tutuşması ile yangının çıktığı belirtilmiş, keşif sırasında dinlenen tanığın beyanında olaydan bir gün önce elektrik tellerinin birbirine çarptığı, kıvılcım çıktığı, aynı yerde ertesi gün duman çıktığı, yangının kıvılcımların olduğu yerde başladığı, ağaçların tele değdiği anlatılmıştır. Keşfe katılan ... mühendisi ve yangın uzmanı bilirkişiler raporlarında, bu yangının enerji iletim hattından çıktığı olasılığının yüksek olduğunu belirtmiştir. Mahkemece, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma dosyası da dosya arasına alınarak o dosyada yeralan tüm tutanaklar da incelenmelidir.
Mahkemece yapılacak iş; uzman elektrik bilirkişilerinin de içinde bulunduğu, üç kişilik bilirkişi kurulundan olay tarihindeki mevzuat ve kusursuz sorumluluk ilkesi gereği rapor alınarak, öncelikle yangının çıkış nedenini duraksamaya yer bırakmayacak şekilde tespit etmek ve davalı ... şirketinin yangının meydana gelmesinden ve dolayısıyla meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadığı konusunun net olarak belirlenmesinden sonra varılacak sonuca göre hüküm kurmak olmalıdır.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, somut olayda davacının davalı tarafın haksız fiili nedeniyle oluşan zararının giderilmesini talep ettiği, hukuka aykırı bir fiil sonucunda bir başkasının zararına neden olan kişinin, fiili ile zarar arasında illiyet bağı olması şartıyla, zarardan sorumlu olacağı, burada kusurun kasıt şeklinde olabileceği gibi, ihmal şeklinde de olabileceği, TBK’nın 50. maddesi"ne göre; zarar görenin, zararını ve karşı tarafın kusurunu ispat etmekle yükümlü olduğu; bozma sonrasında üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturulduğu, itfaiyeci bilirkişilerin raporu hazırladıktan sonra sözlü olarak, elektrik uzmanı bilirkişiden farklı bir sonuca vardıkları için ayrı bir rapor hazırlama yoluna gittiklerini beyan ettikleri, hazırlanan yangın raporunda iki ayrı yangının meydana geldiği, elektrik direkleri altında meydana gelen yangının kuru otların maki ve bitki örtüsünün yanması sonucu oluştuğu, bu yangının dava konusu yangına sebebiyet verecek büyüklükte olmadığı, davaya konu alanda gerçekleşen yangının 59. ve 60. bölgelerde meydana gelen başka bir yangının devamı olduğunun değerlendirildiği, elektrikçi bilirkişi tarafından hazırlanan raporda ise yangının elektrik direklerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespitinin mümkün olmadığının belirtildiği, her iki rapor arasında farklılık olsa da, hazırlanan raporların içeriği itibariyle oluşan farklılığın sonuca etki etmeyeceği, dosya kapsamından davalı kurumun oluşan zarara ilişkin ihmali ya da icrai şekilde ortaya çıkan herhangi bir kusurunun tespit edilemediği gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; elektrik enerjisi dağıtım hattından kaynaklandığı iddia olunan yangın nedeniyle, maddi zararın tazminine ilişkin bulunmaktadır.
6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanunu"nun 69’uncu ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 58’inci maddelerinde “bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikleri, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden” sorumlu ve bir kusurları söz konusu olmaksızın “doğan zararı gidermekle yükümlü” tutulmuşlardır. Bu sorumluluğa öğretide “kusursuz sorumluluk” veya daha geniş tanımıyla “kusura dayanmayan nesnel sebep sorumluluğu” denilmektedir. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik, ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi ) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığının çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır.
Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğunu ortadan kaldıran, bir başka deyişle, zarar ile yapımdaki bozukluk ve özen eksikliği arasında uygun “nedensellik bağı”nı kesen nedenler ise mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru olarak belirlenmiştir.
Buna göre, elektrik iletim direkleri de maddede belirtilen imal olunan şey kapsamında olduğundan, elektrik iletim direklerinin sahibi bu tesisin korunmasından, bu bağlamda bakım eksikliğinden doğan zarardan kusursuz olarak sorumludur.
Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz. Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı
dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak teşkil eder.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulduğu halde gereği yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki; Dairemiz 16/09/2019 Tarih ve 2016/22743 esas, 2019/6684 karar sayılı ilamında somut olayda davalının sorumluluğunun “kusursuz sorumluluk” veya daha geniş tanımıyla “kusura dayanmayan nesnel sebep sorumluluğu” olduğu belirtilmekle oluşturulacak bilirkişi kurulundan kusursuz sorumluluk ilkesi gereği rapor alınması gerektiği belirtildiği halde, mahkemece davalının sorumluluğunun haksız fiil (kusur) sorumluluğu olduğu değerlendirilerek somut olay ile uyumsuz gerekçe ile hüküm kurulmuştur.
Bununla birlikte bozma sonrası hazırlanan yangın uzmanı bilirkişi raporunda olay tarihinde ormanda ve elektrik direğinin dibinde olmak üzere iki ayrı yangının meydana geldiği, elektrik direkleri altında meydana gelen yangının kuru otların maki ve bitki örtüsünün yanması sonucu oluştuğu, bu yangının dava konusu yangına sebebiyet verecek büyüklükte olmadığı, davaya konu alanda gerçekleşen yangının 59. ve 60. bölgelerde meydana gelen başka bir yangının devamı olduğu değerlendirildiği halde; elektrik bilirkişisi tarafından hazırlanan raporda yangının elektrik direklerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespitinin mümkün olmadığının belirtildiği görülmekle bilirkişi raporları arasında yangının çıkış nedeni yönünden ortaya çıkan farklılığın da giderilmediği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 266. maddesinde; hakimin, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği; ayrıca, 282. maddesinde de; hakimin, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği açıklanmıştır.
Bu durumda mahkemece; Dairemiz anılan bozma ilamında belirtildiği şekilde bilirkişilerden kusursuz sorumluluk ilkesi gereği rapor alınarak, dosya kapsamında yeralan raporlar arasındaki çelişkiler de giderilmek suretiyle yangının çıkış nedeni net olarak tespit edildikten sonra karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.