Esas No: 2011/8836
Karar No: 2011/10529
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8836 Esas 2011/10529 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KONYA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/04/2011
NUMARASI : 2009/846-2011/688
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakanı M. bedelini ödeyerek satın aldığı 7 nolu bağımsız bölümün davalı adına tescilini sağladığını, yapılan işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve tescil ya da miras payı karşılığı 6.000,00.-TL tazminat isteğinde bulunmuştur.
Davalı,davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın muris tarafından satın alındığı ancak diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla davalı adına tescil edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi . . raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ya da tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 7 nolu bağımsız bölümün dava dışı kişi tarafından 28.9.2006 tarihli akitle satış yoluyla davalıya temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, anılan temlikte bedeli murisin ödediğini iddia ederek eldeki davayı açmıştır.
Davada ileri sürülen iddianın içeriğine ve davalının savunmasına göre yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalı) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten, 1.4.1974 tarihli karar, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Somut Olayda olduğu gibi bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Böylesi bir olgunun saptanması halinde T.M.K."nun 560 ilâ 571.maddelerinde öngörülen tenkis hükümlerine tabi olacağı, oysa davada tenkis isteğinin bulunmadığı sabittir. Bunun yanısıra, karara yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamıyacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın üçüncü kişiden davalıya satış yoluyla geçtiği, murisin taşınmazla bir ilgisi olmadığı görülmektedir.
Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular dikkate alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davalının, temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.