Esas No: 2015/2784
Karar No: 2015/8368
Karar Tarihi: 09.12.2015
213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/2784 Esas 2015/8368 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 11 - 2010/230653
MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2010
NUMARASI : 2009/587 (E) ve 2010/228 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanığın 2007 takvim yılında kullandığı ve sahte olduğu iddia edilen faturaları düzenleyen iki ayrı şirket yönünden düzenlenen vergi tekniği raporları nedeniyle firma yetkilileri hakkında ""2007 takvim yılında sahte fatura düzenlemek"" suçundan dava açılmış olup olmadığının ilgili vergi dairesinden araştırılması, açıldığının tespiti halinde mümkünse birleştirilmesi mümkün olmadığı takdirde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde ""sahte fatura kullanmak"" suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Vergi suçu raporunda, mükellefin halen aynı yerdeki işine devam ettiğinin belirtilmesi, sanığın mahkemede sabit bir iş yeri olmadığını savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi açısından, mükellef sanığa ait işyerinin, tebligatın yapıldığı tarih itibariyle faal olup olmadığının araştırılması, incelemenin dairede yapılmasına imkan veren 213 sayılı Kanun"un 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeninden sorulup, buna ilişkin bir tespiti varsa belgesini dosyaya ibrazının istenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde ""defter ve belgeleri gizlemek"" suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
3-Kabule göre ise;
a-Sahte fatura kullanmak eylemi bakımından 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 4369 sayılı Kanun ile değişik 359/b-1. maddesinde onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun"un 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 359/b maddesinde ise üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü cihetle; suç tarihi ve uygulanacak kanun maddesinin belirlenmesi amacıyla suça konu faturaların hangi vergi indiriminde kullanıldığının araştırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde ""sahte fatura kullanmak"" suçundan temel cezanın 3 yıl olarak belirlenmesi,
b-Sahte faturaların farklı tarihlere ait olması nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 359/b-1. maddesi ile belirlenen temel ceza üzerinden zincirleme suç hükümleri uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
c-Defter ve belge gizleme suçlarında suç tarihinin, defter ve belgelerin ibrazı için verilen sürenin bitimini izleyen gün olduğu cihetle; isteme yazısının 03.03.2009 tarihinde yapıldığı ve suç tarihinin de 19.03.2009 olacağının gözetilmemesi,
d-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, ""defter ve belge ibraz etmeme"" suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında katılan kurumun zararının giderilmediğinden bahisle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
e- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
f- Adli emanette kayıtlı suça konu faturalar hakkında bir karar verilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye kısmen aykırı olarak hükümlerin BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.