Esas No: 2015/249
Karar No: 2015/2733
Karar Tarihi: 07.09.2015
Resmi belgeyi bozmak - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/249 Esas 2015/2733 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 11 - 2011/32614
MAHKEMESİ : İzmir(Kapatılan) 26. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2010
NUMARASI : 2007/187 (E) ve 2010/174 (K)
SUÇ : Resmi belgeyi bozmak
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesinde bulunan "Tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." şeklindeki düzenleme gereğince gerekçeli kararın sanığın 28.09.2007 tarihli celsede vermiş olduğu adresine tebliğ edilmesi gerekirken, doğrudan posta memuru tarafından nereden tespit edildiği bilinmeyen adrese 28.04.2010 günü Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca tebliğ edilmesi geçersiz olup öğrenme üzerine 06.05.2010 havale tarihli dilekçe ile yapılan temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanığın, suça konu çekin arkasında bulunan kendisine ait ciroyu karalaması şeklinde gerçekleşen eyleminin 5237 sayılı TCK"nun 205/1. maddesinde düzenlenen "Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek" suçunu oluşturduğu cihetle, mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesi gereğince 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi alt soyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, alt soyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı ise de,
Yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki TCK"nun 53. maddesinin tatbikine ilişkin paragraf hükümden çıkartılarak yerine "5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.