Esas No: 2015/8631
Karar No: 2015/8336
Karar Tarihi: 09.12.2015
213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/8631 Esas 2015/8336 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 11 - 2011/60124
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 22. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/10/2010
NUMARASI : 2009/1065 (E) ve 2010/901 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-2007 ile 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği ve 2008 yılında istenen defter ve belgeleri ibraz etmediği iddiasıyla hakkında kamu davası açılan sanığın, şirketle bir ilgisinin olmadığını, 1000 TL karşılığında üzerine şirket kurulduğunu ve şirketin hiçbir faaliyetine katılmadığını, defter ve belgelerin kendisinde bulunmadığını savunması ve sahte fatura düzenlemek suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesi gerektiği cihetle;
Öncelikle; 2007 ve 2008 takvim yıllarına ait suça konu faturaların onaylı suretleri getirtilip incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, temin edilebilen faturalar üzerinde imza ve yazı incelemesi yaptırılması, şirketin diğer ortağı olan V..A... ile faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler dinlenerek, faturaları kullanan kişilere, sözü edilen faturaları kimden ve hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıkları ve bunlarla ilgili belgeler olup olmadığının sorulması, şirkete ait ibrazı istenen defterlerin kimde bulunduğu ve sanığın şirketi fiilen yönetip yönetmediğinin araştırılmasından sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken, eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde atılı suçlardan mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Kabule göre ise;
a-2008 takvim yılında sahte fatura düzenlemek eylemi bakımından 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 4369 sayılı Kanun ile değişik 359/b-1 maddesinde on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun"un 276. Maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 359/b maddesinde ise üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü cihetle; suç tarihi ve uygulanacak kanun maddesinin belirlenmesi amacıyla suça konu faturaların 2008 yılının hangi ayına kadar düzenlendiğinin araştırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde ""2008 takvim yılında sahte fatura düzenlemek"" suçundan temel cezanın 18 ay olarak belirlenmesi,
b-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak hükümlerin BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.