213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/8614 Esas 2015/8335 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/8614
Karar No: 2015/8335
Karar Tarihi: 09.12.2015

213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/8614 Esas 2015/8335 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesi, 2008/776 (E) ve 2010/438 (K) numaralı dosyada 2005 ve 2006 takvim yıllarına ilişkin suçlamalar da dahil olmak üzere sanığın suç işlediği yönünde karar verdi. Ancak, sanık hakkında verilen hak yoksunluklarına ilişkin TCK'nın 53. maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından bazı hükümlerinin iptali nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması gerektiği belirlendi. Bu nedenle kararın düzeltilerek tekrar yargılama yapılmaksızın onanması gerektiği kararlaştırıldı. Diğer yandan, 2003 ve 2004 takvim yıllarına ilişkin suçlamalar için ise, yedi yıl altı aylık olan olağanüstü dava zamanaşımı gerçekleştiği için sanık yararına karar verildi. Bu suçlamalar için hükümlerin bozulması ve kamu davalarının düşmesi kararı verildi. Kanun maddeleri ise 213 sayılı Kanun'a aykırılık suçlaması için detaylandırılmamıştır.
19. Ceza Dairesi         2015/8614 E.  ,  2015/8335 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 11 - 2011/39037
MAHKEMESİ : İzmir(Kapatılan) 25. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2010
NUMARASI : 2008/776 (E) ve 2010/438 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-2005 ve 2006 takvim yıllarına ilişkin olarak yapılan incelemede;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçların sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi delaletiyle 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; hükümden TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp, yerine "" 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı iptal kararı da gözetilerek, kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına," ibaresi yazılmak suretiyle DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanun" a uygun bulunan hükmün bu bağlamda ONANMASINA,
II-2003 ve 2004 takvim yıllarına ilişkin yapılan incelemeye gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen ""2003 ve 2004 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek"" suçları için, yasada öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, suçun oluştuğu tarih itibariyle, temyiz süreci içinde sanık yararına olan 765 sayılı TCK"nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen yedi yıl altı aylık olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleştiği,
Anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz istemleri bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, aynı Kanun"un 322. maddesinin verdiği yetkiyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak KAMU DAVALARININ DÜŞMESİNE, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara