Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8493 Esas 2011/10172 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/8493
Karar No: 2011/10172
Karar Tarihi: 12.10.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8493 Esas 2011/10172 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, ölen kişinin sahibi olduğu bir mülkü ölünceye kadar davalıya bakma sözleşmesiyle devrettiği ancak bunun muvazaalı olduğunu iddia ederek tapu kaydının iptal edilmesi veya tenkisini talep etti. Mahkeme, muvazaalı işlem olduğunu kabul ederek davayı kabul etti. Ancak temyiz mahkemesi, sadece iptal talebinin kabul edilmesinin kayıtsız hale getirmesi nedeniyle bu tür davaların genel ilkeyle uyuşmadığını ve davacının ayrıca tescil isteği olmadan kaydın iptalini talep etmesinin gerekmediğini belirtti. Mahkeme, davacıya tescil davası açma şansı verilerek işin esasına girilmesi gerektiğini belirtti.
Kanun maddeleri: HUMK'nun 428. maddesi, 6100 sayılı yasanın geçici 3. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2011/8493 E.  ,  2011/10172 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SANDIKLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 22/03/2011
    NUMARASI : 2010/114-2011/133

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, miras bırakanın maliki olduğu 9 parsel sayılı taşınmazını davalıya ölünceye kadar bakma akti ile temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptal ve tenkis isteklerinde bulunmuştur.
    Davalı, iddiaların yerinde olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi . ... raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ya da tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı, miras bırakanın yapmış olduğu temliki işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali olmazsa tenkis isteği ile eldeki davayı açmıştır.
    Hemen belirtmek gerekirki; tapu kaydına (zilyetliğe) dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmaktan ibarettir. Değişik anlatımla sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulama, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği-dolu pafta sistemi –genel ilke ile bağdaşmaz. Ne varki, davacı iptal değil, sadece tescil isteğinde bulunmuş ise Yargıtayın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek yoktur. (YHGK 11.11.1983 Tarih, 981/8-80 Esas, 983/1162 Sayılı Kararı.)
    Hal böyle olunca, davacı tarafa tescil davası açması için olanak tanınması, açılması halinde eldeki dava ile birleştirilmesi ondan sonra işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalının temyiz itirazları bu sebeple yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesine göre) HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara