Esas No: 2016/3878
Karar No: 2016/7996
Karar Tarihi: 26.10.2016
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/3878 Esas 2016/7996 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dolandırıcılık suçundan şüpheli olan kişi hakkında yapılan soruşturma sonucu kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararın itirazı reddedilmiştir. Ancak yapılan kanun yararına bozma talebinde, Cumhuriyet savcısının soruşturma görevini yerine getirmediği ve yasaya uygun bir soruşturma yapılmadığı belirtilerek, şirketin usule uygun şekilde defter tutmadığına dair iddiaların araştırılması ve yeni bir bilirkişiden rapor alınması gerektiği ifade edilmiştir. Bu sebeple, Sulh Ceza Hakimliğinin kararı kanuna aykırı görülerek bozulmuştur. Kararda, 5271 sayılı CMK'nın 160, 170/2, 172, 173/3 maddeleri belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/12/2014 tarihli ve 2013/13818 soruşturma, 2014/7603 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin .... Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/02/2015 tarihli ve 2015/149 değişik iş sayılı karar aleyhine ...Bakanlığınca verilen 20.07.2016 gün ve 94660652-105-10-6792-2016-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/09/2016 gün ve 2016/305903 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, şüphelinin müştekiyle yaptığı inşaat satış sözleşmesi üzerine, müştekiye daire satışı yaparak kendisinden 50.000,00 Türk lirası teminat almasına rağmen vaat ettiği daireyi vermediği gibi, aldığı teminatı da iade etmediği somut olayda, müştekinin kendisi gibi pek çok mağdur olduğu ve şüpheli hakkında devam eden ilgili İcra Ceza Mahkemesi dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre, alınan avanslara ilişkin şirket defterlerinde her hangi bir kayda rastlanmadığı ve defterlerin usule uygun tutulmamış olduğu yönündeki iddialar karşısında, Cumhuriyet Savcılığınca bu hususlar araştırılıp varsa başka mağdurlara ilişkin dosyalar da getirtilip birlikte incelenerek ve söz konusu şirkete ait ticari defter ve belgelerin getirtilerek, yeni bir bilirkişiden rapor alınması suretiyle, toplanacak deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmeden, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dolandırıcılık suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda...Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/12/2014 tarihli ve 2013/13818 soruşturma, 2014/7603 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin .... Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/02/2015 tarihli ve 2015/149 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi:
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, şüphelinin müştekiyle yaptığı inşaat satış sözleşmesi üzerine, müştekiye daire satışı yaparak kendisinden 50.000,00 Türk lirası teminat almasına rağmen vaat ettiği daireyi vermediği gibi, aldığı teminatı da iade etmediği somut olayda, müştekinin kendisi gibi pek çok mağdur olduğu ve şüpheli hakkında devam eden ilgili İcra Ceza Mahkemesi dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre, alınan avanslara ilişkin şirket defterlerinde her hangi bir kayda rastlanmadığı ve defterlerin usule uygun tutulmamış olduğu yönündeki iddialar karşısında, Cumhuriyet Savcılığınca bu hususlar araştırılıp varsa başka mağdurlara ilişkin dosyalar da getirtilip birlikte incelenerek ve söz konusu şirkete ait ticari defter ve belgelerin getirtilerek, yeni bir bilirkişiden rapor alınması suretiyle, toplanacak deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmeden, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi kanuna aykırı olmakla,
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden ...sulh Ceza Hakimliğinin 13/02/2015 tarih ve 2016/149 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 26.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.