Taraflar arasındaki davadan dolayı Adana 4. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 04.05.2010 gün ve 2010/143 esas, 2010/293 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 12.04.2011 gün ve 11070-4243 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava; Hazine tarafından açılan kayıt miktar fazlasının iptal ve tescili isteğine ilişkin olup, yerel mahkemece son kurulan hükmün temyizi üzerine; kadastro tutanağının kesinleşme tarihinden, dava tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Yasasının 12/3. maddesinde de öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği ve 5841 sayılı yasa ile yapılan düzenlemeler gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru bulunduğu gerekçesiyle kararın onandığı görülmektedir.
Gerçekten de; işin esası bakımından 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve Resmi Gazetede yayınlanmadığı için bu defa aynı tarih aynı esas ve 2011/27 sayılı karar ile iptal hükmünün eldeki davalara da uygulanmak üzere yürütmenin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Daha sonra ise karar resmi gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasanın 153. maddesine göre iptal kararı geriye yürümezse de 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptal, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemez ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına girer. Öyleyse, davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğu söylenemez.
Hal böyle olunca; işin esasının yukarıda belirtilen ilkeler ve yasal değişikliklere göre değerlendirilmesi, davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde de, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri de gözetilerek taraf iddiaları doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır.
Davacı Hazinenin, karar düzeltme isteğinin H.U.M.K."nun 440. maddesi hükmü uyarınca kabulü ile Dairenin 12.04.2011 tarih, 2010/11070 Esas, 2011/4243 karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına, mahkemenin 04.05.2010 tarih, 2010/143 Esas-2011/14243 karar sayılı kararının açıklanan gerekçelerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.