Esas No: 2015/14876
Karar No: 2015/8298
Karar Tarihi: 09.12.2015
213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/14876 Esas 2015/8298 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 11 - 2012/37971
MAHKEMESİ : Hatay 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/07/2011
NUMARASI : 2010/333 (E) ve 2011/414 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I- Cumhuriyet Savcısının temyiz istemine yönelik olarak yapılan incelemede;
Cumhuriyet Savcısının, CMUK"nın 310. maddesi hükmüne göre, Asliye Ceza Mahkemesi kararlarını “bir ay” içinde temyiz etmesi gerektiği halde, yasal süresinden sonra 25.10.2011 tarihinde temyiz ettiği anlaşıldığından vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II- Sanığın temyiz istemine yönelik olarak yapılan incelemeye gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin hatalı yazımı mahallinde giderilebilir eksiklik olarak kabul edilmiştir.
03.06.1996 tarihinde alınan kararla sanığın beş yıl süre ile şirket müdürü seçildiği, bu sürenin dolduğu 03.09.2001 tarihinde yeniden müdür seçilmediği ancak sanığın Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan ifadesinde ve sorgusunda şirketin yetkilisi olduğunu, yeniden faaliyete geçtiğini, vergi dairesinin yaptığı terkin işleminden haberdar olmadığını, 2005 yılında yapılan sevkiyatlara ilişkin belgelerdeki imzaların kendisine ait olduğunu, belgelerinin muhasebecide olduğunu, ibraz edeceğini savunduğu; 31.12.2009 tarihli istem yazısı ile sanıktan gelir ve giderleri tevsik eden defterler, faturalar, senet, bordro ve makbuz benzeri belgelerinin istendiği, 09.02.1992 tarihli makbuz, irsaliye ve fatura matbaa basım bilgileri ile 2005 yılında düzenlenmiş, sanık tarafından imzalı sevk irsaliyelerinin dosyaya eklendiği, 1992 yılında basılmış belgelerin makbuz seri no ve matbaaa basım bilgileri karşılaştırıldığında 2005 yılında kullanılmaya devam ettiği görülmekle yeniden faaliyete geçen şirketin fiili olarak yetkilisi olan sanık hakkında tebliğnamede bozma isteyen düşüncelere iştirak olunmamıştır.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun"da öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi delaletiyle 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; hükümden TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp, yerine ""24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı iptal kararı da gözetilerek, kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına," ibaresi yazılmak suretiyle DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün bu bağlamda tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA, 09.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.