Esas No: 2011/7998
Karar No: 2011/9909
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/7998 Esas 2011/9909 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ŞUHUT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/03/2011
NUMARASI : 2011/38-2011/159
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları F."nın 6 parça taşınmazı mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak damadı olan davalıya temlik ettiğini ileri sürerek, payları oranında tapunun iptali ile adlarına tescilini istemişler, yargılama sırasında 3147 parsel sayılı taşınmaza yönelik davadan vazgeçtiklerini bildirmişlerdir.
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, satışların gerçek bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, dairece; “davacılar, yargılama sırasında dava konusu 3147 parsel yönünden davadan feragat etmişlerdir. 3145 parsel sayılı taşınmaz ise davalıya üçüncü kişiden intikal etmiştir. Esasen, anılan parselin miras bırakan ile ilgisi yoktur. Ayrıca, 3687 parsel sayılı taşınmaz ise muris tarafından bağış yoluyla davalıya temlik edilmiştir. Davada tenkis isteği de bulunmamaktadır. O halde, bu taşınmazlar açısından ret kararı verilmesi doğrudur. Davacıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Davacıların, diğer temyiz itirazlarına gelince; muris F."nın ölene kadar, çekişmeli taşınmazda oturduğu, satım ihtiyacının bulunmadığı, taşınmazların gerçek değerleri ile akitte gösterilen değerler arasında aşırı fark bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Öyle ise, miras bırakan tarafından davalıya yapılan temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, 3147, 3145 ve 3687 sayılı parseller dışındaki taşınmazlar bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir” gerekçesi ile bozulması üzerine bozma ilamına uyularak mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak, davada çekişme konusu bir parsel yönünden feragat, bir diğeri yönünden hibe, bir diğeri içinde üçüncü kişiden edinilmesi sebebiyle haklarında kabul kararı verilmediğine, diğer bir ifadeyle anılan bu parseller bakımından davalı taraf aleyhine bir hüküm kurulmadığına göre, davada vekille temsil edilen davalı yararına, 04.09.1957 tarih, 4/16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yargılama giderlerinden olan avukatlık ücretinin isteğe bağlı olmadan kendiliğinden takdiri gerekeceği de gözetilerek vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru değildir.
Diğer taraftan, davanın kabul ve reddi oranına göre yargılama giderlerinden tarafların sorumlu tutulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.