Esas No: 2011/8380
Karar No: 2011/9886
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8380 Esas 2011/9886 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : EDREMİT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2010
NUMARASI : 2010/642-2010/647
Taraflar arasındaki davadan dolayı Edremit 2.Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 01.12.2010 gün ve 2010/642 esas 2010/ 647 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 7.4.2010 gün ve 2989-4077 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, tapu iptal, kayıt terkini, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin olup, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın temyizi üzerine ; 14.3.2009 tarihinde yürürlüge iren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca hak düşürücü süreden dolayı davanın reddinin doğru olduğu, ancak çap kaydı dışında kalan kıyıya elatmanın önlenmesi isteği bakımından olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olmasının ve yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden davalının sorumlu tutulmamasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulduğu,yerel mahkemece tapu iptal davasının reddine, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen kararın onandığı görülmektedir.
Gerçekten de; 5841 Sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih,2009/31 esas 2011/77 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve karar 23.07.2011 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibariyle doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasanın 153. Maddesine göre iptal kararı geriye yürümezse de 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptal, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemez ve henüz anlaşımazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına girer.Öyleyse , davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararından sonra doğru olduğu söylenemez.Zira, kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller iskisnanın kapsamına girer. Hal böyle olunca, işin esasının 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre değerlendirilmesi, davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde de 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasa hükümleri de gözetilerek taraf iddiaları doğrultusunda gerekli araştırma ve inceme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır.Davacı Hazinenin, karar düzeltme isteğinin HUMK"nun 440. maddesi hükmü uyarınca kabulü ile dairenin 7.4.2011 tarih, 2011/2989 esas 2011/4077 karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına, mahkemenin 1.12.2010 tarih,2010/642 esas 2010/ 647 karar sayılı kararının açıklanan gerekçelerle ( 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesine göre) HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 5.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.