Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8103 Esas 2011/9877 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/8103
Karar No: 2011/9877
Karar Tarihi: 05.10.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8103 Esas 2011/9877 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/8103 E.  ,  2011/9877 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 14/09/2010
    NUMARASI : 2009/325-2010/535

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, 793 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümü davalıdan satın alma yoluyla edindiğini, aralarındaki anlaşma gereğince davalının taşınmazı 30.06.2006 tarihinde boşaltması gerektiği halde halen kullanmaya devam ederek haksız işgal ettiğini ileri sürüp, elatamnın önlenmesi ve ecrimisil istemiştir.
    Davalı, satım tarihinde taşınmazı davacıya teslim ettiğini, taşınmazın halen boş olarak durduğunu, istenen ecrimisil fahiş olduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, keşif tarihinde dairenin kapalı olduğu, davalının daireyi teslim ettiğine dair delil ibraz edemediği gerekçesiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiş ve ek karar ile harç ve vekalet ücreti yönünden tavzih talebinin kabulüne karar verilmiştir.
    Karar ve Ek karar davalı ve davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .....raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiş ve davalının 07.01.2011 tarihli dilekçesine istinaden 20.04.2011 tarihli tavzih kararı tesis edilmiştir.
    Bilindiği ve HUMK.nun 455 ve devamı maddelerinde (6100 sayılı Yasanın 305. vd.)düzenlendiği üzere, müphem (belirsiz) veya gayrivazih olan (açık olmayan) ya da mütenakız ( çelişkili, birbirine aykırı) fıkralar içeren hükümlerin tavzihi (açıklaması) iki taraftan her biri tarafından istenebilir.
    Bu itibarla tavzih isteği yerinde görüldüğü takdirde, hakim, hükmü belirgin hale getirir veya çelişkiyi giderir.Ancak, sonradan hükmün yanlış olduğu anlaşılsa dahi temyiz edilip bozulmadıkça unutulan bir hususu hükme ekleyemez ve değiştiremez.
    Öte yandan, tavzih hükmünün kesinleşmesinden itibaren infazına kadarki süre içerisinde istenebilir.
    Tüm bu yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, kurulan tavzih kararının sözü edilen ilkelere uygun olmadığı açıktır. Bu nedenle, mahkemece verilen 20.04.2011 tarihli tavzih kararının ortadan kaldırılmasına karar verilerek, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi.
    Mahkemece, davalının çekişmeli yere elattığı gerekçesiyle dava kabul edilmişse de, keşif sırasında çekişmeli bağımsız bölümün kapısının kapalı olduğu ve taraflar arasındaki çekişmeyi giderici nitelikte usulüne uygun olarak veriler saptanamadığı halde davalının elattığı benimsenerek davanın kabulü cihetine gidilmiştir.
    Nitekim, davacı tarafından dava dilekçesinde, tanık deliline de dayanıldığı halde davacıdan tanık isimleri sorularak tespit edilmemiş ve davacıya tanıklarını bildirme imkanı sağlanmamıştır.
    Diğer taraftan, davalı çekişmeli yerin anahtarını davacıya teslim ettiğini, davacı ise teslim edilmediğini bildirmiştir. Öyle ise, iddia ve savunma doğrultusunda duraksamaya yer bırakmayacak şekilde haklılık durumunun saptanması, şayet davalı tarafından anahtar teslim edilmemişse elatma olgusunun devam ettiğinin kabulü, aksi takdirde elatma olgusunun bulunmadığı kabul edilerek neticeye gidilmesi, halen anahtarın kimde olduğunun saptanamaması durumunda bir çilingir aracılığı ile çekişmeli dairenin kapısının açtırılarak içerde keşif icra edilmesi ve davalıya ait herhangi bir eşyanın bulunduğunun saptanması halinde de elatma olgusunun devam ettiği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Hal böyle olunca, davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün, (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyizi itirazları yerinde olmayıp Reddine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara