Esas No: 2011/7338
Karar No: 2011/9855
Karar Tarihi: 5.10.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/7338 Esas 2011/9855 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KARABURUN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/07/2009
NUMARASI : 2008/94-2009/54
Taraflar arasındaki davadan dolayı Karaburun Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 14.07.2009 gün ve 2008/94-2009/54 sayılı hükmün Bozulmasına ilişkin olan 24.01.2011 gün ve 13639-663 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı Hazine vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptal, sicil kaydının kütükten terkini, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin olup, önceden yerel mahkemece kurulan davanın kabulüne ilişkin hükmün temyizi üzerine, Dairece; taşınmazın zemininde dolgu malzemesi tespit edilmiş olması, öncesinde bataklık alan özellikleri taşıması nedeniyle yerinde yeniden keşif yapılarak 2644 Sayılı Tapu Kanunun 8. ve 9. maddeleri hükümleri, 1605 Sayılı Kanunun ek 7. maddesinin son fıkrası ile 5516 sayılı yasa hükümleri gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuş, bozma ilamına uyulduktan sonra 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesi uyarınca davanın reddine dair verilen karar, bu kez 6099 Sayılı Yasa hükümlerinin değerlendirilmesi için bozulmuştur.
Mahkemece; 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasa hükmü gereğince hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmiş olması karar tarihi itibariyle doğru ise de; anılan yasanın Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih, 2009/31 Esas, 2011/77 Esas sayılı kararı ile iptal edildiği ve iptal hükmünün Resmi Gazetede yayımlanmasına kadar da aynı tarih ve esas numaralı ve 2011/27 sayılı kararla eldeki davalara uygulanmak üzere yürütmenin durdurulmasına karar verildiği 23.7.2011 tarihinde de iptal hükmünün resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği anlaşılmaktadır.
Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve usuli kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse de, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğu söylenemez. Hal böyle olunca; uyuşmazlığın 3.4.2007 tarih ve 2007/1944-3633 Esas-Karar sayılı Daire bozma kararı çerçevesinde çözüme kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.
Davacı Hazine’nin karar düzeltme isteğinin H.U.M.K."nun 440. maddesi hükmü uyarınca kabulü ile Dairenin 24.1.2011 tarih 2010/13639 esas - 2011/663 karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına, mahkemenin 14.7.2009 tarih, 2008/94 esas - 2009/54 karar sayılı kararının 6100 Sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre açıklanan gerekçelerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 5.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.